TBMM Başkanı İsmail Kahraman “Yeni anayasada laiklik olmamalı” dedi, ortalık karıştı. Oysa Meclis Başkanı bu değerlendirmesini Meclis kürsüsünde veya Anayasa Komisyonu’nda yapmadı, sivil bir ortamda, kendi görüşü olarak yaptı. Ama “Sayın başkanın böyle sıra dışı bir beyanı, herhangi bir kişinin çok daha aykırı bir fikrini ifade etmesinden farklı mıdır” diye sorarsanız, elbette farklıdır... Yeni Anayasa çalışmalarının hassas bir zeminde yürüdüğü böyle bir dönemde laikliği masaya sürmek “yıkım ekibi”nin eline koca bir balyoz vermek demektir. Nitekim ekranlardan, milletin gözünün içine baka baka “PKK terör örgütü değil” diyenlere tek kelime etmeyen hıyanet grubu, böyle bir kişisel beyandan bir “rejim tehdidi” üretti. Yargısız infaz timleri Sayın Kahraman’ı linç etmek için hemen harekete geçti. BAŞKAN ÜZERINDEN BAŞKANLIK SAVAŞI... Sayın Kahraman’ın bu düşüncesine karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan Mısır’daki laiklik tavsiyesine atıf yaparak çok net bir duruş sergilediği, AK Parti “Bizim böyle bir gündemimiz yok” dediği halde hâlâ bu çok eskilerden tanıdığımız “Rejim elden gidiyor” yaygaralarının amacı çok farklı. Mevcut yönetim sistemimizin bu defolu haliyle artık Türkiye’yi taşıyamadığı gerçeğini inkar etmekte zorlanan statükocular, bu değişim sürecini engellemek için önlerine çıkan her fırsatı kullanmaya çalışıyorlar.