-ROMA-
Bizi bardaktan boşalan bir yağmur karşıladığı için Roma’da ilk gün gönlümce mesai yapamadım. Bari müzeleri ziyaret edelim dedik ama bunun randevuyla mümkün olduğunu ve alabileceğimiz ilk randevu için Roma’ya tekrar gelmemiz gerektiğini öğrendik...
Geriye, cafeden cafeye atlayarak yağmur altında Roma keşfi kalmıştı yine...
Genel görüntüye bakılırsa pek de yanmış bir Roma görüntüsü yok. Avrupa ve kriz kelimelerinin bu kadar sık kullanılmasına rağmen, dolu dolu yaşayan bir şehirle karşılaştık. Bizi cafeye hapseden yağmur bile hayatı rolantiye alamamıştı. Roma’daki gazeteci ve diplomatlarımızdan edindiğimiz izlenimler de ‘kriz’in izafi olduğunu, refahın azalması anlamına geldiği gösteriyor. Yani Avrupa’yı, doktorun “kendi haline bırakın” dediği ihtiyar bir hasta olduğunu düşünmeyelim. Hâlâ, siyasi ve ekonomik açıdan yok sayamayacağımız bir vefasız komşu olduğunu unutmayalım.