Medyamızın geçmişi maalesef sabıkalarla dolu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk gazetesi, milletini “düşman” kabul eden tek parti diktatörlüğünü, milletinden korumak için “çelikten bir kale” görevi ifa etmek üzere kurulmuştur.
Millî çizgi ile yolu hiç kesişmeyen vesayet medyasının, sırça köşklerden ahkam kesen çakma elitleri, yıllarca milletin parasıyla millete operasyon çekmiştir.
En uzun menzile ve en yüksek tahrip gücüne sahip bu tehlikeli silah, on yıllarca “uzaktan kumanda”yla, Batı’nın emperyalist amaçlarına hizmet etmiştir.
Darbelere giden yolun taşlarını hep medya döşemiş, hatta 28 Şubat ve FETÖ gibi “derin darbeler”de, “silah” olarak medya kullanılmıştır.
Türkiye’deki, bazan