Çocukluk yıllarımda sabaha karşı kahvehanelere koşarak siyah-beyaz ekranlarda coşkuyla izlediğimiz ve her yumruğuna öfkemizi gizlediğimiz Muhammed Ali Clay’i ebediyete uğurlama onuruna nail olanlardan biri de bendim.
Ünlü ABD’li mucit Edison’un yaşadığı ve ilk ampulü tanıttığı şehir olan Louisville, senede bir yapılan Kentucky Derbisi olarak bilinen at yarışları dışında kasaba gibi bir kent. Ama şu sıralarda belki de tarihinin en yoğun günlerini yaşıyor.
Çünkü Louisville’ın çocuğu Muhammed Ali’yi son yolculuğuna uğurlamak isteyen onbinler buraya akın etmiş.
Etkinlikler, anmalar birbirini izliyor.
En çok ziyaret edilen yer Muhammed Ali Müzesi.
Ve buraya gelen herkes, “Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım” yazılı duvarın önündeki ağacı saran binlerce arıyı hayretler içinde izliyor.
Ohio üzerindeki uzun köprü Muhammed Ali’nin eldivenlerinin renginde ışıklandırılmış.
Velhasıl bu şehirde nereye baksanız Muhammed Ali görüyorsunuz.
Louisville’e gelen herkes perşembe günü Muhammed Ali’nin 1960 yılında ilk profesyonel boks maçına çıktığı dev salon Freedom Hall’e akın etti.
Muhammed Ali’yi onbinlerce Müslüman bu salondan Kuran-ı Kerim tilaveti ve tekbirlerle uğurladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki cenaze namazında saf tutan tek liderdi.
Muhammed Ali, tam da kendi istediği gibi ebediyete uğurlandıktan sonra sırf protokol gereği bir gün daha bekletildi. Yine de ABD Başkanı Obama, bu törene katılmanın yerine kızının mezuniyet seremonisine gitmeyi tercih etti.
Onu vuruşu değil duruşu yüceltti...
Salon tam da Muhammed Ali’nin arzu ettiği gibiydi. Her renkten, her milletten insan vardı. Ama çoğunluk siyahî idi. Çünkü o bütün dünya için bir efsaneydi ama özellikle zencilerin kahramanıydı.