Şimdiye kadar “başarısız liderliği” sürdürmeyi başarmıştı.
Bu sistemde seçimdeki hezimet değil, kurultaylardaki performans önemliydi!
Şimdi düzen değişiyor, başarı kriteri bireyselleşiyordu.
Üstelik de cumhurbaşkanı seçilemeyen, milletvekili de olamıyordu.
Her ne pahasına olursa olsun bu değişiklik engellenmeliydi!..
Hıyanetini 40 yıl gizlenmeyi başaran takıye üstatları taktik verdi:
“Sürekli yalan söyle ama hep aynı şeyi söyle. İtirazlara cevap vermeyi bırak, çamur atmaya bak”
Bu “çok tanıdık” taktik ve mağduriyet pozlu, düşük tonlu yine iyi tanıdığımız “ağlak” üslupla en çirkin yalanları sıralıyor, önüne gelene hakaret yağdırıyordu.
Tıpkı, gülümseyerek küfreden problemli karakterler gibi…
Konuştuğu herkese, “Evet” derseniz Erdoğan sizi pişman edecek” diyordu.
Muhtarlara, “Muhtarlıkları kaldıracak”, minibüsçülere, “Hatlarızı dağıtacak”, esnafa da “Lokantaları kapatacak” yaygarası yapıyordu.
Coştukça coşuyor; Kuranı Kerim’i ve Hadis-i Şerifi bile “Hayır” için kullanıyordu.
FETÖ’ye kalkan oldu…
“Her ne pahasına olursa olsun ‘Hayır’ olsun”saplantısı onu öyle savurdu ki, “15 Temmuz bir kontrollü darbeydi” deyiverdi.
Bu ifade de“15 Temmuz tiyatrodur” hıyanetine ne kadar benziyor değil mi?
FETÖ’nün 40 yıldır “Hizmet” diye yutturduğu “Hıyanet”i ortaya çıkaran 15 Temmuz, Kılıçdaroğlu’nun FETÖ partnerliğini de açık etmişti.