Emperyalist güçlerin, işlerine gelmeyeni devirip kuklalarını göreve getirdiklerini artık sağır sultan bile öğrendi.
Türkiye de kendi haline bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir. O yüzden de kuruluşundan bu yana sürekli yakın takipte tutulmuş, gerek duyuldukça “uyarılmış” sonuç alınamazsa “silah”la yola getirilmiştir!
Ne var ki bu “muti” ülke son dönemde ayar tutmaz olmuştur!..
Tarlasına ekeceği haşhaş için bile izin isteyen, 70 cent’e muhtaç olduğu için IMF’nin kapısında bekleyen Türkiye gitmiş, batının sabıkalarını yüzüne vuran, gelişmiş dünyaya asma köprüler kuran bir ülke gelmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, şımarık çocuklarına çektiği “One minute” ayarı ve “Dünya 5’ten büyüktür” ifşaatları yüzyıllardır emek verdikleri(!) düzeni kökten sarsıyordu.
Üstelik de bu Kasımpaşalı, bütün sömürge coğrafyalarında bir kahraman olarak tanınıyor ve örnek alınıyordu.
Bu gidiş durdurulma- lıydı!..
Karar verildi: Erdoğan gitmeliydi!..
Karar verilmiş, kalem kırılmıştı.
Operasyon başlatıldı ve üzerine X işareti atıldı.
Artık o bir “yürüyen ölü”den ibaretti!
Nitekim kısa süre sonra üç-beş ağacın köküyle sökülmesi bütün Türkiye’yi kökünden sarstı.