Bugün, demokrasi şehidi merhum Adnan Menderes’in vahşice öldürülüşünün 59 yılı. Kitaplara sığmayan o zulmü, bir makaleye sığdırmaya çalışacağız.
Emperyalistlerin liderlik savaşının en yoğun olduğu dönemde, “Amerika’nın o zamanki çocukları”, darbe ile devirdikleri Adnan Menderes’i ve arkadaşlarını, şimdiki Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na toplamışlardı.
Yargılama tiyatrosu, düzmece dosyalar eşliğinde 14 Ekim 1960’ta başladı. İstanbul Barosu’nun, “Düşükleri hiçbir avukat savunmayacak” kararı vardı ama neyse ki, Burhan Apaydın bütün tehditlere rağmen Menderes’in savunacaktı.
Hukuk kuralları yerine, onları o kürsüye oturtan gücün emirlerine göre karar veren “cübbeli cuntacıları” biliyorsunuz ama ayrıca salonun ortasında kurulan “gözetleme kürsüsü”nde de “Allahsız gardiyan” namlı Ada Komutanı Albay Tarık Güryay oturuyor; gerektiğinde müdahale ediyordu. A