Neyi denemediler ki...
Alevi-Sünni çatışması başlatmak için karşılıklı katliamlar yaptılar.
Kürt-Türk savaşı için PKK doğurup üstümüze saldılar.
Hiç birinden sonuç alamayınca FETÖ tarzını devreye soktular.
Gezi kalkışması, yeşil masumiyetle başlayıp polis mağduriyetiyle tırmandırılarak toplu isyana yaklaştırılan bir iç savaş denemesiydi. Taksim’deki çadırları ateşe veren polislerin FETÖ elemanı çıkması çok manidardır.
Yasin Börü gibi onlarca masumun hunharca katledildiği Kobani terörü de FETÖ ve PKK’nın bir iç savaş denemesiydi.
Bu sıkı işbirliği ile gerçekleştirilen hendek terörünün amacı da “Kobani Süreci”ni bütün bölgeye yaymaktı.
Hiçbirinden sonuç alamayınca 15 Temmuz’da “Z Planı” devreye sokularak, “garantili iç savaş” için düğmeye basıldı.
Nitekim bunu sağlamak için daha ilk saatlerden itibaren, en küçük bir karşı saldırı teşebbüsü olmayan sivil kalabalıklara yaylım ateşi açtılar.
Ancak millet, tam aksine kucaklaşarak bu hainlerin önüne dikildi ve o “mükemmel” planlarını da başlarına geçirdi.
Onlar okyanus ötesinden ve saatler öncesinden “Türk milletinin birbirine girişini” kutlamıştı ama Türkiye; o geceden daha da bütünleşerek çıktığı gibi OHAL ve Fırat Kalkanı Operasyonu ile şer ittifakına meydan okumuştu.
Hele bir de Meclis’teki “Sistem Reformu” gerçekleşirse artık Türkiye’yi asla tutamazlardı.
Bu gidiş mutlaka engellenmeliydi!..
Bu tespitleri “ütopik” bulanlara, Kayseri saldırısından hemen sonra Almanya’nın resmi hesabından yapılan, “Uzmanlara göre Suriye iç savaşı Türkiye’ye sıçradı” paylaşımını hatırlatırım.
***
Bütün alternatifler boşa çıkınca “Yaşam tarzımıza müdahale ediliyor” filmini tekrar vizyona soktular.
Önce şortlu hemşire ve hamile kadını tekmeleyen şehir magandalarını, milyonlarca Müslümanla örtüştürüp günlerce üzerinde tepinerek, kendi mahallelerinde bile kaybolan “Yaşam tarzına müdahale” refleksini uyardılar.
Şimdi sıra “muhteşem final”deydi!..
İstismara uygun bir eylem ile “Yaşam tarzına müdahale endişeleri”
zirve yaptırılmalı ve üzerine bir iç gerilim inşa edilmeliydi.
Operasyonun ilk aşaması “en uygun oyuncu ile en uygun zamanda ve en uygun yerde” gerçekleşti.
Artık top, “artçı timler”deydi…
Aynı “bant kaydı” binlerce ağızdan; aynı anda yayınlandı…
“Yaşam tarzına müdahale katliama sebep oldu... Günlerdir sürdürülen yılbaşı aleyhtarı propagandaların sonucunda radikaller dolduruşa geldi, eğlenenlere ölüm yağdırdı…”
Bu masal üç gündür pompalanıyor.
Zaten bu ülkede her yılbaşı gecesi, bu eleştiriler yüzünden dolduruşa gelen bir “salak” çıkar ve rastladığı ilk eğlence mekanını basar!..