Bazı ilçelerimizin köstebek yuvasına çevrilmesi ne kadar şirin gösterilmeye çalışılsa da ‘terörün şehre inmesi’nden başka bir şey değildir.
Elbette bu süreç bölge halkının terörden daha fazla etkilenmesine sebep oldu.
Ama teröre destek verip de vermemezlikten gelenlerin de maskesini düşürdü.
PKK dağlardayken teröre karşıymış gibi görünen siyasetçilerin, yerel yöneticilerin teröristlerle yan yana gelince bu konuda ne kadar samimiyetsiz oldukları meydana çıktı.
O hendekleri PKK’lılar mı kazdı?
Birkaç teröristin bir gecede açtığı birkaç çukurdan değil, ciddi destek almadan gerçekleştirmesi mümkün olmayan kapsamlı bir eylemden bahsediyoruz.
Bu hendekleri, belediyelere hizmet için verilen iş makinaları kazıyor. Mühimmat ve silahlar belediye araçlarıyla taşınıyor.
HDP’li belediyeler, gelirlerinin bir kısmını PKK’ya veriyor. Başkanların yanı başında konuşlandırılan ‘eş başkanlar’ her icraatı kontrol ediyor.
Örgüte bilgisayarlı ‘ofis’ler ayarlanıyor ve FETÖ destekli istihbarat transferi yapılıyor.
Araştırmacı arkadaşımız Erdinç Akkoyunlu’nun da bu nüshamızda ortaya koyduğu gibi yoğun olarak süren FETÖ-HDP-PKK ihanet dayanışması sayesinde, iç ve dış kaynaklı bazı kritik bilgiler, devletten önce terör örgütüne ulaşıyor.
HDP ise “haklı ve yerinde” gördüğü bu şehir terörüne ‘dokunulmazlık’ sağlıyor.
Ama ne kadar üzücü ki, bu ‘özyönetim ve hendek hizmetleri’nden, HDP’lilerin kendi mekanları olan Diclekent mahrum kalıyor!
Değerli yazarımız Yakup Köse’nin dünkü nüshamızda dile getirdiği bu ‘acı’ gerçeği Diyarbakır’da bulunan arkadaşımız Efe Erdem bizzat yerinde inceledi. Biz de bu büyük samimiyetsizliğin fotoğrafını bugün sizlerle paylaştık.