Kürt siyasi hareketinin Türkiye geneline yayılması için kurulan HDP ilk sınavını bu seçimlerde verecek.
Parti isimleri değişse de siyaset tarzının aynı kaldığını ve Öcalan’ın uygulamaya koyduğu iradenin hayat bulmadığını başından beri vurguluyoruz.
Çünkü HDP, Batı’da Türkiye türküsü söylerken, Güneydoğu’da eski istismar siyasetini devam ettirdi.
Bölgeden gelen haberler, yine Kandil ve KCK ile kucak kucağa bir siyaset yürüttüğünü gösteriyor.
Oysa bu konu, HDP’nin girdiğini söylediği yeni yoldaki samimiyetinin en önemli göstergesiydi.
Artık Kürt partisi de değil
Meğer HDP çıktığı yeni yolda ne menzile varabilmiş ne de yerinde kalabilmiş.
Tam bir ‘Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma’ durumu...
Ulusalcı tavır takınan HDP, bölgedeki tabanını da küstürmüş durumda.
“Ne yapsaydı? Kürt tabanı kaybetme endişesiyle etnik siyaseti mi sürdürseydi?” diyebilirsiniz.
Ama durum farklı...
Yıllardır ektikleri rüzgarı, fırtına olarak biçme durumundalar.
Bugüne kadar Türkiye’nin batısını sadece kendi tabanını tahrik için kullanırsan, şimdi sana “Hayırdır, satılıyor muyuz?” diye sorarlar.
Nitekim, şimdiye kadar öngörüsüz bir biçimde sürdürülen Kürt siyaseti, normalleşmenin yolunu da kapatmış.
Bölgedeki baskı ve tehdit takviyeli siyasetin bu seçimde daha da artarak devam etmesi, bu çaresizliğin sürüklediği bir çukur...