Türkiye’de son yıllarda bir “muharrif” yel esti, bütün kriterlerimizi harman gibi savurdu. Sonra baktı ki, olmazlar olmuş; dindarlarla solcular hatta terör hamileri bir araya gelmiş.
Keşke bu bir toplumsal uzlaşma sonucu oluşan bir olsaydı ama maalesef tam aksine buradaki, kin ve nefret üzerine kurulu bir ayrışmaydı.
Aslında herkes herkesi sevecek diye bir mecburiyet yok. Bir ülkede özellikle de aktif bir lideri sevenler olacağı gibi icraatlarını beğenmeyenler hatta kızanlar da olabilir.
Ama yıllarca birbirine düşman olan nice kesimler, üst akıl marifetiyle bir “Erdoğan Düşmanları Cephesi”nde toplanmışlarsa bu çok farklı bir anlam ifade eder.
Bu cephede yer alan siyasi ve uluslararası rakiplerinin Erdoğan düşmanlıkları bir noktaya kadar anlaşılabilir. Ama bir kesim var ki, niye orada olduklarını kendi vicdanlarına bile açıklayabildiklerini sanmıyorum.
Zira onlar, şimdi “yandaş” dedikleri kişileri gölgede bırakan “Erdoğan muhibbi” idiler.
Erdoğan için teheccüd kılıyor, dua ile sabahlıyorlardı.
Tabii ki kimsenin kavuşamadığı ölçüde ihsanlara da mazhar oluyorlardı.
Şimdi TV ekranından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a meydan okuyan Ekrem Dumanlı’nın, “hürmet”ten “hakaret”e kadar alçalan bu irtifa kaybı, mensup olduğu kesimin, “cemaat”ten “örgüt”e dönüşümünün “kısayolu” gibiydi.
Kimin için kimlerle birliktesiniz?