Hiçbir akıl ve mantık kriteri gözetmeden ülke yönettiğini iddia eden Ortadoğu kralları, meczupları ve asalakları bir an evvel adam olmanın yöntemlerini öğrenmeli. Duyguyla, hamasetle, suni gündemlerle, türetilen kaos yöntemleriyle geleceğe yürünemeyeceğini henüz anlamış değiller. Kendi emirliklerinde zevk ve safa sürerlerken, aslında esasında fakru zaruret heyulasında olduklarını birileri kulaklarına fısıldamalı. Tarihten kopuk, kültürel mirasına sırtını çevirmiş, çağı algılayamayan, hızla gelişen ve değişen dünyayı okuyamayan Ortadoğu ülkelerinin yapabildiği tek şey kardeşini kalbinden zehirli bir hançerle devirmeye çalışmak. Egemen güçlerin, Ortadoğulu ( sözde) yöneticilere dayattığı ‘ajandalarla’ yarına yol yürümenin telaşında olmak, Ortadoğulular için ancak ve ancak kendi evinde düşmanın tasmalı bir bekçisi olmaktan başka anlam taşımamaktadır. Bütün vizyon ve misyonları, batılıların -şeytan ruhlu yaşam- mantalitesine yaklaşmak olan sözüm ona krallar ve kralcıklar ve ruhunu batılıların şeytani emellerine kaptıran tüm zavallılar kendine bu kahpe oyundan paye çıkarmazsa sonsuza kadar batılıların köpekliğini yapmak için gönüllü olduğunu dünyaya ilan etmiş olacak. nedir? Yöntem nedir? Evvela adam olmaya, adam kalmaya kendini mecbur sanacak ve şu parolayı kendi içinde derin tartışmalarla sindirmelidir: ‘‘Dünya beşten büyüktür’’ tartışmasına girmeden, ‘‘biz de dünyanın geleceğinde -bedeli her ne ise- söz sahibiyiz’’ demeden ve bu istikamette rasyonel adımlar atmadan, yukarıda zikrettiğimiz gafletten ve aşağılık duygulardan kurtulamayacağımızı bilmeliyiz. Evet ‘‘dünya beşten büyüktür’’ teşhisiyle beraber içimizdeki cevheri fark etmeli ve bir an evvel harekete geçmeli… Uçak filolarını batılı yazılımlarla destekleyen üç beş savaş robotuyla kendilerini dünyanın önemli ülkesi görecek kadar ilkel bir zavallılıktan kurtulmalıdır şu Ortadoğu devletçiklerinin kralcıkları. Bir olmanın, beraber ve kardeş olmanın o kutlu tefekküründe gelişmeyen hiçbir ülke yarına yol yürüyemez...