Cezayir'de yankılanan bir sestir vatan...
Tozlu bir çiçeğin yapraklarında hayalini resmetmektir vatan...
Kudüs'te sisli bir seherde çocukların ümidi diye zikredilen Türkiye
adlı bir ezgidir vatan...
Sufi sırrında ıssızlığın derununda ümid inşa etmektir vatan...
Gazze'de sapanla bir davayı müdafaaya girişen gençlerin deli
kanlarındaki namus melekesidir vatan...
Bir tuvalin ayrıntısında umdeler risalesi resmetmenin sanatkarane
ilhamıdır vatan...
Saraybosna'da yürekleri kuşatan o Fetih marşına karışan hürriyet
ümididir vatan...
Cepheye koşan bacılar bohçasında kader biriktirmektir vatan...
Ölüm dadanan o çukurlarda Çeçenistan'da haykırmaktır küffara karşı,
aşkın her hâlini haykırmaktır o berrak ikbali görürcesine
vatan...
Bir mendil, bir şiir ve bir gül koymak bir zarfa, yollamak cepheler
cephesine, vatan nedir bilsin diye kınalı kızanlar...
Hocalı'da pas tutan vicdanlara rağmen dik durabilmektir zulmün
ilkesizliğine karşı, vatan nidalarıyla...
Zehri zerk eden haramzadelere güzellik gülümsetmektir vatan...
Afganistan'da renkli entarisini seccade eyleyip gökyüzünü namazgah
bilip, hüzün ve keder kadrajına sığınıp, hürriyet hayaliyle
tutuşmaktır vatan...
Şeb-i arusunda düğmesiz elbisesini sırtına geçirip ölümü zapt
etmektir vatan...
Libya'da Ömer Muhtar dirilişi, asırlar süren bir cenge siren,
vatandır her yerde kana giren...
Petrol kokusunu alan kan vampirlerine aldırış etmeden, kumları
seccade sayıp gökyüzünü duayla emziren bilinç...
Halep kırsalında, Suriye nakaratıdır şehitler şahadetinde
vatan...
Ah ölüm, çocuklara çelikten toprak diye örtü olan, ah kalplere
hangi kelimedir şifa, ah vatan...
Irak değilse vatan, hangi güvercin gururlanır ki hürriyet
diye...
Ney eriyor yürek dehlizlerinde...
Vatan, mutlak manada Medine gündüzü, Ravza gecesi...
Gül ekinleri, gül kokusu, gül aynaları, gül gönüller, vatan...
Vatan Hira'd...