Filistin’i şu anda dünyada 193 ülkeden, 137’si tanımaktadır. Fakat askeri gücü ve uluslararası irtibatları yeterli seviyede olmadığı için, yine de ortada kalmıştır. Gerçek manada sahiplenen dostu olmadığından, desteksiz kalıp İsrail’in çizmeleri altında ezilmektedir. Kara, deniz ve hava sahası İsrail’e karşı bağımsız, korunmuş ve egemen değildir. Filistin için ayrılmış bölgelerde Yahudi yerleşimcilerin ikameti, İsrail’in egemenliği ve denetimi hâlâ sürüyor.
İsrail›in Siyonizm ve masonluk diye bilinen ideolojisi, kabalaya dayanan şeytanlarla işbirliği yapma yönetiminin bir ürünüdür. Tevrat’ın yorumu ve tefsiri olan Talmut’u kabalist hahamlar şeytanlarla bir olup yazmıştır. Siyonizm şeytani cümleleri ile Yahudi toplumu da tamamen ifsat ederek, şeytani bir orduya dönüştürdü.
Talmut’a göre, Yahudi olmayan birisinin malı, onu ilk bulan Yahudi’nin malı olur. Talmut Yahudileri kendilerini dünyanın yegâne sahibi olarak ilan ederler. Tıpkı FETO’nun kâinat imamı olarak yeryüzünde kendi hâkimiyetini kurmak istemesi gibi.
ABD ve Yahudiler ile FETÖ bu iş ve fikir birlikteliğinde beraberdirler. Yahudi hahamların cinni şeytanlarla oluşturdukları bu ortaklık, yani dünyaya hakim olma düşüncesi, binlerce yıllık gelişimin neticesinde günümüzdeki gücünü elde etti.
Bu düşünceye karşı çıkan İslam anlayışı ve İslam ümmetinin direnişidir. Bu düşünceyle ilahi adaleti sağlamak, yeryüzünde Cenab-ı Hakk’ın hakimiyeti adına cihad eden bu ümmet, 200 yıldır zafiyet gösterdi. Bu yüzden dünya ne yazık ki cinli şeytanlara esir olmuş, hakimiyetlerinin tesirine girmiş gibi görünse de, inşallah yeni Türkiye Birlik ve beraberlik içerisinde kurulacak olan, dünya İslâm kardeşliği ve önderliğinde, yeryüzüne Siyonizmin sonunu getirip, gerçek medeniyeti, adaleti ve insanlığı sunacaktır.