Kanuni Döneminde Hızır (AS) ile de görüştüğü rivayet edilen, büyük maneviyat insanı Beşiktaşlı Yahya Efendi, aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman’la süt kardeş olduğu söylenmektedir. Yakın münasebetleri içerisinde, derin sohbetleri olur ve sık sık bir araya gelirler.
Aslında Osmanlı padişahlarının, devlet idaresi alanında, pek çok kıymetli, bilge, gubbe altı vezirleri, sadrazamları olduğu gibi, her birisinin manevi hayatları ve yaşantıları itibari ile istişare edeceği, sırlarını açıp fikir danışacağı, destek alacağı Molla Gürani, Akşemseddin, Beşiktaşlı Yahya Efendi gibi itimat ettikleri, büyük maneviyat insanları vardır.
Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı devletinin en ihtişamlı döneminde bulunduğu ve bütün dünya devletlerinin, Osmanlı’nın kanatları altına sığınarak, adalet ve huzur içerisinde yaşadıkları bir dönemde, her şeyin zirveden sonra, inişe geçebileceği gibi, Osmanlı Devleti’nin de, inişe geçip, geçmeyeceği endişesi ile sebeplerini sormak üzere, güzel bir hatla yazılmış birkaç sayfalık mektubunu, Beşiktaşlı Yahya Efendiye gönderir.
Yahya Efendi; Padişahın mektubunu alıp okuduktan sonra, kısa bir cevap yazıp hemen kendisine gönderir. Mektupta cevap olarak sadece (Neme lazım be Padişahım) yazılı idi, padişah bu mektubu alıp okuduktan sonra, hayretler içerisinde kalır. Bu kadar kısa ve basit bir cevapla, Yahya Efendi’den gelen mektuba bir mana veremez.
Devletin bekası adına, büyük endişeler duyarak, birkaç sayfa halinde göndermiş olduğu mektubunun, basit bir cevapla geçiştirilmesinin sebebini, bizzat kendisi dergaha giderek sorar.