Bir zamanlar huzur içerisinde yaşayan bir ülkenin, adaletli bir padişahı, sadık ve erdemli veziri varmış.
Uzun yıllar devletine hizmet etmiş ve yaşı bir hayli ilerlemiş olan veziri ödüllendirmek üzere padişah, ikramda bulunmak ve emekliye ayırarak, huzur içerisinde bir kenara çekilip, yaptığı hizmetlerin karşılığında oturmasını ve ne istediğini sormuş?
Yaşlı vezir; padişahın bu teklifine tevazu ile iki büklüm mahcup bir ifade ile, “Aman padişahım, ben hiçbir şey istemem, sadece sizin hoşnutluğunuzu ve sağlığınızı isterim” diye cevap vermiş.
Padişah: hayretle; bunca yıl sadakat ile çalıştıktan sonra, yine de hiçbir şey istemediğini söyleyen vezirine büyük bir hayranlık duyarak, gerçekten sadakatini takdir etmiş ve kendi kendine demiş ki; herhalde benim kendisine küçük bir ikramda bulunacağımı düşünüyor, ona büyük bir ikramla, bu tevazuuna karşılık vermeliyim demiş.
Tekrar münasip bir ortamda vezirine, sana mülkümün yarısını vereyim diye teklifte bulunmuş?