Tanıklık yaptığım bir mahkemede, hakim bana sordu: FETO hâlâ üniversite bitirmiş pek çok mevki makam sahibi insanları etrafında nasıl tutmaya devam edebiliyor?
İlk yıllarda Kestane Pazarı vaazlarından başlayarak, yıllarca İslam tarihinden, Sahabe-i Kiram’ın hayatından, Peygamber Efendimizin yaşantısından kesitler sunarak, genç ve İslam’dan bir haber cemaatine sahabe gibi olma hayalleri kurdurarak, etrafında topladı. Onları Kur’an’ın anlaşılmasına yönlendirecek açıklamalardan bahsetmedi.
Bugün de hâlâ daha Asr-ı Saadet’in temsilcileri, 2. sahabeler nesli olarak onlara mevkiler ve makamlar, peygamberlere komşu olacak kişiler olarak, vaatlerde bulunmaktadır.
Bu FETO’nun mübalağalı ütopyasına karşı, ilahiyatçı, akademisyen hocalarımızın, o günden bugüne hâlâ daha FETO’nun bu kurnazlığının farkına varıp da, FETO’nun bu tuzağını bozmak üzere, Asr-ı Saadet’in sahabelerinin niyetlerini, kahramanlıklarını ve İRŞAD-TEBLİĞ metotlarını anlatmayıp, insanlarımızın gerçek İslam’ı anlamaları için herhangi bir çalışma yapmak yerine, İslam’ın ruhuna ve inanç yapısına yönelik olmayan, fıkhi konuları öne çıkararak, suni tartışmalar yaparak, onları oyalamaktadırlar. (Kadının evlenme yaşı, müftülerin nikâh kıyması, eşine anam bacım dediği için boşanıyor sayılması gibi)
İnsanların vatanını, milletini, kimliğini, kişiliğini soyunu, nesebini ve geleceğini satıp yozlaştırmaya HİCRET ve İRŞAD deyip, dünyanın dört bir tarafına savurmaya, tohum saçma, her yere İslam’ın ve Hz. Resulullah’ın bayrağını götürme yalanı ile kandırıp, beyinlerini, kalplerini uyuşturan FETÖ haini ne ilahiyatçılarımızın, Diyanet teşkilatımızın ve akademisyen hocalarımızın önce dur demesi, sonra da HİCRET, İRŞAD ve TEBLİĞ’in ne olduğunu anlatıp, FETO’nun tuzağına düşmüş ve bundan sonra da aynı söylemlerle tuzağa düşülecek olan nesillere, İslam tarihindeki gerçek İRŞAD-TEBLİĞ ve HİCRET yapan Sahabe-i Kiram’ın niyetlerini ve hareketlerini, hicret etmenin de hangi şartlar altında ve nasıl olduğunu anlatması gerekir.