Nurettin Veren Yeni Akit Gazetesi

FETÖ mücadelesi somut kriterler ile yapılmalıdır

Geçmiş yıllarda FETÖ’nün yurtlar ve açmış olduğu okullarda yetiştirdiği talebeleri, devlet kademelerine yerleştirebilmek üzere 8 yıl ilk ve orta eğitimden sonra, üniversitelere yerleştirirdi. Daha sonra...

19 Nisan 2018 | 1.517 okunma

Geçmiş yıllarda FETÖ’nün yurtlar ve açmış olduğu okullarda yetiştirdiği talebeleri, devlet kademelerine yerleştirebilmek üzere 8 yıl ilk ve orta eğitimden sonra, üniversitelere yerleştirirdi. Daha sonra planlanmış olan kamu kurumlarına yerleştirilebilmesi ise bir hayli masraflı ve uzun bir zaman alıyordu. 

1984 yılında ilk defa İstanbul’da açılan Altunizade FEM dershanesi, kısa bir sürede 215 şubeye ulaştı. Üniversitelere girme hususunda ciddi bir talep patlaması yaşandığı bu dönemde, her aile çocuğunun üniversiteye girebilmesi için artık mutlaka üniversite hazırlık kurslarına göndermeyi düşünüyordu. Ciddi bir bütçe ayırarak en başarılı olan FEM gibi, Körfez Dershaneleri gibi Türkiye genelinde yüzlerce şubeleri bulunan bu kurslara, her bir aileden 5.000-10.000 TL para alınarak, bu çocuklar FETÖ’nün ağına bir şekilde bilerek veya bilmeyerek düşüyordu.

FETO’nun en çok av avladığı ağına takıldığı kişiler, işte bu üniversite hazırlık kursları idi. Kabiliyetlerine göre başarılı olan çocuklar GAYBUBET evlerine çekilip, bir taraftan da aileleri ile irtibata geçiliyor, vaat edilen mevki ve makamlara hazırlanmak üzere, aileleri ikna edilerek ve desteği alınarak, çocuk örgüt mensubu olacak şekilde evlerde hazırlanıyordu. Çok değişik görüşlerdeki ailelerin çocukları, FETÖ mensubu olduğunun tespit edilmesi mümkün olmayacak şekilde, belli mevki ve makamlara yönlendirilerek, tıpkı CİZVİT çalışması gibi hangi kurumlara yerleştirilecek ise, o çocukların ailelerine söz verilerek, ailelerinden alınıyor ve o kurumlara yerleştirilebiliyordu. 2011 yılında üniversite hazırlık için kurslara gidenlerin 1 milyondan fazlası, FETÖ’nün kurslarında okuyordu.

Bu şekliyle ailelerin de ikna olması ve katılımı ile örgütün potansiyeli katlayarak artıyordu. Bu kadar geniş kapsamlı bir örgütlenmenin, bu kadar kısa sürede temizlenmesinin ve ayıklanmasının yeterince yapılamadığını tartışmaya gerek yok. Bu mücadelenin yapılmadığını dile getiren pek çok bürokrat da var. 

FETÖ’cü olanlar, FETÖ’cü olmayanları diskalifiye etmek için FETÖ’cü olmakla itham ediyor, kafalar bir hayli karışık, belirgin FETÖ tespit kriterleri olmadığı için kendilerini kamufle etmek isteyen örgüt elemanlarına yer açmak ve kendilerini kurtarmak için FETÖ’cü olmayan vatan evlatlarını karalayıp, KHK yetkisini kullanıp, rahatlıkla sindirip pek çok soruşturmalar açabiliyor, baskı üzerine baskı yapıp, canından bezdirmekte hatta memuriyetten attırmaya kadar zorlamaktadırlar. 

Bu kadar baskı ve haksızlığa karşı cinnet noktasına gelinen ortamlarda, Gazi Üniversitesinde olduğu gibi kontrol edilemeyen katliamlar vuku bulabilir. FETÖ’ye ait olduğu bilinen başta Fatih Üniversitesi olmak üzere, 17 civarındaki üniversitenin özellikle akademisyenleri, öğretim elemanları kendilerini kamufle ederek, yurtiçerisindeki devlet üniversitelerine ve özel üniversitelere yatay geçiş yapıp, ya da yurtdışındaki FETÖ üniversitelerine kaçabilmişlerdir. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Başkanımız, danışmanlarının ve parti yönetiminin dışındaki 81 milyonun düşüncelerini de dikkate almalıdır 10 Ekim 2018 | 10.336 Okunma FETÖ iltisaklı atamalar, halkın Erdoğan’a olan güvenini sarsıyor 09 Ekim 2018 | 14.930 Okunma Bütün kamu kurumlarında ve özellikle üniversitelerde FETÖMETRE uygulanmalıdır!!! 04 Ekim 2018 | 8.333 Okunma FETÖ yönetimi ablalara mı devredildi? 03 Ekim 2018 | 9.981 Okunma Gazeteci Yazarlar Vakfı, New York’ta paralel BM toplantısı yaptı 02 Ekim 2018 | 5.797 Okunma