6 Eylül Perşembe günü yazmış olduğumuz köşe yazımda, Başkanımız Erdoğan önce yakınında olan Fetullahçılarla iltisaklı olanları ayıklamalıdır ve bunlara çok dikkat edilmelidir konusu ile ilgili yazıma, önemli tepkiler ve mesajlar geldi.
Osmanlı tarihinde ve demokrasiler döneminde, vezirler, danışmanlar ve bakanlar hususunda, halkının kabul edeceği temiz ahlaklı, liyakatli, hakkında şüphe bulunmayan kimselerin tercih edilmesine dikkat çekmiştik.
Geçirdiğimiz bunca FETÖ ihanetlerinden ve darbe felaketlerinden sonra, artık sütten ağzı yanan, yoğurdu dahi üfleyen bir davranışla hareket edilmelidir. FETÖ ile irtibatlı olanlarla değil, iltisaklı olanlarla, hatta FETO ile çay içmiş olanları dahi devlet kademelerinde uzak tutmakta fayda var.
Çünkü daha önceki yazılarımda, FETÖ’nün çalışma metotlarını anlattığımda, Tıpkı Cizvitlerin, Tapınakçıların, Masonların ve Siyonistlerin metotlarının harmanlanmış şekli olan, yeni bir sistem ile FETO ağlarını ilmek ilmek örmüştür ve uzun vadeli çalışmıştır.
FETÖ’nün herhangi bir üyesinin ailesi, yakınları, uzak akrabaları dahi, ırsi bir hastalığı olan kişiler gibi, metastas yapıp aynı gayeye hizmet edecek duygu ve düşünce anlayışı içindedirler. FETÖ’cü olmadıklarını söyleseler bile, ortaya çıkan bunca olaylar, yargı neticesinde FETÖ ile iltisaklı olduklarını, FETÖ’ye bilinçli bir şekilde katıldıklarını söyleyerek, bizi doğrulamaktadır. Pek çoğunun yurtdışına kaçarak, yabancı örgütlere sığındığını görmek mümkündür.