Daha önce terör örgütlerinin operasyonlarında, örgütle irtibatlı olanlar üzerinde çalışılır ve tespit edilenler tutuklanırdı. İlk defa bir terör örgütü üzerinde çalışılırken, terminolojiye yeni bir kelime ilave edilmiş oldu. (İRTİBAT ve İLTİSAK)
Örgütle irtibatı olanlar açıkça tespit edilebilse dahi, İLTİSAK’lı olanlar şöyle izah edilebilir. Bir kişi doğrudan FETÖ’nün kayıtlı elemanı olarak gözükmese de, aslında hepsi örgütün has elemanıdır. Fakat örgütün faaliyetlerinden ve kazanımlarından dolaylı yollardan nemalanıp veya örgüte finans, prestij, itibar ve kadro temin ederler.
Kendilerini de FETÖ mensubu olarak fiziki bir irtibatları olmadıklarını iddia ederler. FETÖ’cü militanlarının açıktan destekçisi olmasalar bile, sonuçlarından ve kuruluşundan itibaren ortaya çıkan imkanlarından maddi, manevi istifade ederler. İşte bunlar, FETÖ İLTİSAKÇISI OLAN EN TEHLİKELİ KISIMDIR.
FETÖ mensubu olanlar veya irtibatı tespit edilenlerle mücadele çok kolaydır, ama asıl mücadele iltisaklı olanlarla yapılan mücadeledir. FETÖ mücadelesi için 2005 yılında ihbar edip, suç duyurusunda bulunduğum ve tanık olarak gittiğim yüzlerce duruşmadan ve 500 üzerindeki FETÖ’nün tanıklıklarından, en çok üzerinde durulması gereken ve geç kalınmış olan husus şudur: Savcılarımızın ve hakimlerimizin sorduğu sorulardan anlaşılıyor ki, örgüt hakkında yeterli bilgi ve ihtisasa sahip değiller. Mevcut yargı yükü altında yoğun çalışmalarının üzerine binlerce FETÖ dosyalarının da ilave edilmesi ile yükleri daha da ağırlaşmıştır. Bilirkişi ve özel tetkik elemanları ve yardımcılarına ihtiyaçları vardır.
FETÖ mücadelesinde yapılması gereken önemli bir çalışmanın, üniversitelerde ayrı bir kürsü kurularak, FETÖ’nün esrarengiz yapılanmasının uzman hakimlerin, savcıların, emniyetçilerin, akademisyenlerin, ilahiyatçıların yetiştirilmesi gereken kürsülerin açılması konusunun aciliyetidir.