FETÖ’nün askeriye, mülkiye, yargı ve emniyet teşkilatlarına girin ve oraları ele geçirin talimatı, 1995 yılındaki Altunizade FEM’deki mahrem toplantıda ilk yetişen elemanlarına verdiği emirdir.
Üniversitelere girip asistan, doktor, doçent ve profesör olma talimatı ise, 1980’li yıllarda verilmişti. Örgütün yetiştirdiği ilk elemanlar, üniversitelerde yoğunlaştı ve oraları bir bir ele geçirdi ve her üniversite işgal edilmeye başlandı.
Açıkçası buralarda alt yapısı kurulmuş olan örgüt, yetiştirdiği elemanlarını yukarıda zikrettiğim kamu kurumlarına sinsice ele geçirmek üzere, hazır malzeme haline getirildi. Daha sonra anlaşılacağı gibi oraları örgüt elemanlarınca işgal edilmiş oldu. Dolayısı ile en derin ve ilk yapılacak operasyonlar ve ayıklamalar, üniversiteler ve YÖK olmalıydı. FETÖ bataklığının merkezi, yurt içi ve yurt dışı FETÖ üniversiteleri olarak hâlâ en önemli tehlike kaynağıdır.
FETÖ’nün hâlâ en güçlü para ve eleman kazanma kaynağı bu üniversitelerdir. Şu anda hâkimiyetinin yüzde 80’ini bu üniversitelerden ve öğretim üyelerinden almaktadır. Yüzlerce FETÖ yapılanmasını dosyaları ile birlikte bize ulaştıran profesör hocalar, dekanlar, öğretim üyeleri vardır. Dosyaları ve isimleri bize ulaşmıştır.
Daha önce BİMER ve CİMER’e ulaştırdıkları halde, usuldeki bir hata yüzünden feryatlar, şikâyetler YÖK’e gönderilmekte. YÖK ise uzun süre kendi hukuk bürolarında bekletmekte ve şikâyet edilen rektörü haberdar ederek, şikâyet edeni de bildirerek işten attıracak soruşturmalar, baskılar uygulamaktadır. Yüzlerce örneği olan bu mağduriyetlerin şahitleri perişan durumdadır. Bu durumu doğrudan Cumhurbaşkanımıza ulaştırmanın dışında başka bir yol kalmamıştır.