Geçen akşam Habertürk televizyonunda sunuculuğunu Didem Arslan’ın yaptığı programda, eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Ahmet Zeki Üçok, Ferhat Ünlü, Mete Yarar ve Habertürk televizyonu muhabirinin katılımıyla, TSK içerisindeki FETÖ temizliğinin ne kadar gerçekleştiği, tekrar kalkışma olabilir mi konusu ve FETO’nun iadesi ile ilgili tartışılan programı seyrettim.
2006 yılında Genelkurmay Başkanlığından aldığım bir davet sonrasında, yolda giderken telefonuma bir tehdit haberi geldi. Genelkurmay Başkanlığından arandığımı ve eğer Genelkurmay Başkanlığına gidersem, Ahmet Taner Kışlalı veya Hablemitoğlu gibi infaz edileceğimi söylemişlerdi. Bu telefon numarası bende kayıtlıdır. Ben de bu durumu Genelkurmay’a bildirerek bunun araştırılmasını istedim. Keçiören civarından ankesörlü bir telefondan arandığım söylendi.
Bu tehdide rağmen 2006 yılında Genelkurmay Başkanlığına kendi çabalarımla gittim. FETÖ’nün olağanüstü teşkilatlanmasını ve şemasını anlattım. Devlet ve FETÖ’nün kafa kafaya çarpışacak iki tren gibi olduğunu, bunun acilen takibe alınması gerektiğini anlatmak üzere, Genelkurmay Başkanlığına gidip, 8 saatlik görüntülü bir ifade verdim. İfadeyi alan Genelkurmay Savcısı Zekeriya D. idi. Daha sonra FETÖ’nün ahlaksız bir kaset kumpası ile Zekeriya D.’nin görevden ayrıldığını, Genelkurmay eski Başsavcısı Yüzbaşıoğlu açıkladı. (Bu ifademin içerisinde, işin ciddiyetini anlamaları için, Genelkurmay’ın oturduğu sandalyenin dahi 4 bacağından birisi sizin, 3 ayağının FETO’ya ait olduğu sözünü söyledim.)
2017 yılında Sözcü gazetesinde 2 gün üst üste Nurettin Veren’in kayıp kaseti bulundu haberi manşet üstünden yayınlandı ve kasetin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emanette bulunduğu söylendi. 12 yıl aradan sonra bulunan bu kasetin, niçin bugüne kadar ortaya çıkmadığı araştırılmalıdır ve içeriği açıklanmalıdır.
Geçen günkü programda ise, en samimi açıklamayı İsmail Hakkı Pekin, bize gelen bir astsubay, ordu içindeki 1400 kişilik bir FETÖ yapılanmasından bahsetti, fakat biz bunun ciddiyetine pek inanıp, araştırmadık derken, Nurettin Veren’in Genelkurmay’daki bu ifadesinden hiç bahsetmedi.
Bu FETÖ yapılanmasını siyasilere fakslarla, telefonlarla ve yaptığım pek çok röportajlarla bildirdim. Konuyla sadece Emin Şirin Bey ilgilenip, meclis kürsüsünden bir soru önergesi verdi. Gelen cevap Emniyet teşkilatı içerisinde böyle bir yapılanma yoktur dendi. Bu belgeyi 2004’deki 1. kitabıma koydum, fakat yine ilgilenen olmadı.