1960-70-80 yıllarında yabancı güçlerin asker eliyle, NATO eğitimli elemanları vitrine koyarak yaptığı askeri darbelerden sonra, beklenmedik bir şekilde 15 Temmuz 2016’da dini görünümlü, maskeli ihanet şebekesi eliyle yapılmış olan bu darbeden, çıkarılması gereken önemli dersler vardır.
OHAL vatandaşa karşı değil, devletin kendi kurumlarındaki Fetö hainlerine karşı ilan edilmiştir. Devletin içine sızmış Fetö’ye karşı yapılmış, bir temizlik hareketidir. Örgüt liderinin yurtdışına kaçması ve en üst düzey örgüt yöneticilerinin ve finansörlerinin de yurtdışına kaçmış olması, rahat hareket ederek dış diasporalar ve lobiler ile işbirliğine girebilmelerini kolaylaştırmış, ellerini ihanet yapabilecek şekilde güçlendirmiştir.
2003-2006 ve en son 2014 yılında da tekrar terörle mücadeleye vermiş olduğum, en üst düzey Fetö finansörlerinin ve beyin takımının isimlerinin 200’e yakın kısmını duyurmama rağmen, 2015’in 10. ayına kadar Türkiye’de bulunan, bu hain örgütün önde gelen isimleri, hepsi rahatlıkla ağır çalışan, bürokrasi ve hantal işleyen mekanizmalar yüzünden, paralarını, işlerini toparlayarak veya mallarını başkalarına devrederek, çantalarını alıp ellerini kollarını sallayarak çekip gitmişlerdir.
Darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlansa da, ancak hesap henüz kapanmamıştır. Dış ihanet şebekelerinin, daha önce okullarını ve Türkçe Olimpiyatları’nı vitrine koyarak, bütün dünyayı aldatıp, Ajan Borsası olarak kullandığı gibi, şimdi de yurtdışına kaçanların bulunduğu ülkelerde güçlenerek ve Türkiye aleyhinde propaganda yapmak ve Türkiye’yi dışarıdan yıkmaya çalışmak için, ihanet şebekeleri ve yabancı istihbarat örgütleriyle işbirliğine gitmişlerdir.
Üniversiteler, İşadamları Federasyonları, Fahri başkonsolosluklar, Holdingler ve Bankalarla olan ortaklıkları ile daha büyük tehlike haline gelmişlerdir. Yurtiçindeki mücadeleden daha büyük bir mücadele, dış ihanet çemberine karşı yapılmalıdır.
Hain Fetö lobileri, işbirlikçi diasporalar ile içinde bulunduğumuz AB ülkelerinden yapılan ikiyüzlü politikaların ve ihanetlerin hepsinin arkasında, Fetö’nün olduğu kesindir.