İnsanın yaradılışında gerçekten nimetleri çabuk unutma, dostlukları çabuk unutma ve nankörlük kabiliyeti vardır.
Adiyat suresi 6-7 ayet-i kerimede: (Şüphesiz ki insan, Rabbine karşı pek nankördür, elbette buna kendisi de şahittir.)
Fecir Suresi 15-16 da: Fakat insan Rabbi kendisini imtihan edip ikramda bulunduğu ve nimet verdiği zaman, Rabbim bana ikram etti der. Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise, Rabbim beni terk etti, önemsemedi, unuttu der.
Yaşı 30-40’ın üzerinde olanlar, Türkiye’nin 2000 yılından öncesini ve 2000 yılından sonrasındaki büyük değişimi görüp mukayese edebilenler, bu geçen zaman içerisindeki olaylara bir kuş bakışı olarak bakabilenler, yaşadıkları üst üste darbeler, sıkıntılar, yokluklar, ekmek, çay, şeker, gaz, benzin, tüp kuyrukları, 3 haneli enflasyon ve faizler, hastanelerde kuyruklar, ilaçların olmadığı, elektriğin sürekli kesildiği, bütün evlerin üstünde su depoları ve tuvaletlerde ibrikler olduğunu, susuzluğun ve elektriksizliğin ne demek olduğunu hatırlarlar.
Bugün insan neyim yok derken, nelerin var olduğunu da düşünmeli. 1980’li, 1990’lı yıllardan, 2000’e kadar, 1 yıllık, 1,5 yıllık, 6 aylık, 8 aylık koalisyon hükümetleri ile ülke bir adım kıpırdayamaz, 70 sente muhtaç bir durumda IMF kapısında dilenci durumunda rezil rüsva iken, 2000 yılından sonra, IMF’ye hiçbir borcumuz kalmadığı gibi, yokluk ve kuyruklar da kalmadı ve ülkemiz istikrara kavuştu.