Geçen hafta yazmış olduğum köşe yazımda; Habertürk kanalında Didem Aslan’ın hazırlayıp sunduğu, Türkiye’nin Nabzı programında eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in yapmış olduğu açıklamalarda satır aralarında, gözden kaçan o kadar sırlı konuşmalar oldu ki, her birisi başlı başına bir köşe yazısı hatta özel haber olacak mahiyette.
Mısır’daki darbe ile ilgili Mehmet Görmez’in açıklamaları şöyle: Kendisi daha önce Nil, Kahire arasındaki bir üniversitede 1 yıl eğitim aldığını, o arada Mısır’ın en büyük alimleri ve baş müftüsü olan Ali Cuma ile tanıştığını, Mısır’daki darbe ile ilgili Rabia Meydanı’na dolan insanların katledilmemesi için dostu olarak bildiği Ali Cuma ile telefonla konuşarak, mutlaka görüşüp bu Rabia’daki katliamları ve Mısırlı gençlerin öldürülmemesi için tanıdığı pek çok cübbe giymiş, sarık takmış ulemanın Ali Cuma ile beraber bir şeyler yapması için darbeye karşı Rabia Meydanı’na çıkmalarını ve oradaki katliamı durdurmaları için görüşme yaparlar.
Ali Cuma’nın bunu karşılıklı görüşmeleri gerektiğini, kendisinin ise Türkiye’ye gelemeyeceğini, Mehmet Görmez’in de Mısır’a gelmesinin mümkün olmadığını, çarşamba veya perşembe günü Ürdün’de buluşmak üzere plan yaparlar. Ürdün’de yapılacak bir alimler toplantısı için Ankara’dan İstanbul’a giderken yolda Mısır Müftüsü Ali Cuma ile görüştükten 15 dakika sonra Mustafa Özcan beni aradı, hocam Ali Cuma ile siz Ürdün’de buluşacakmışsınız, ben hayretle bunu siz nereden öğrendiniz dedim, Mustafa Özcan da; Ali Cuma bana söyledi dedi.
Mustafa Özcan: İstanbul’a gittiğimden kısa bir zaman sonra benim gittiğim düğüne katıldı ve yanıma geldi. Bana: Türkiye yanlış politikalar uyguluyor, Sisi çok mübarek bir adam, çocukları ve torunları bizim Selahattin Koleji diye bir okulumuz var orada okuyorlar, bu Mursi çok büyük hatalar yapıyor, zaten Ali Cuma da sizinle bu Türkiye’yi nasıl ikna ederiz diye sizinle görüşmek istiyordu, yani Ali Cuma’nın maksadı kan dökülmesini önlemek değil, darbeyi önlemek isteyen Türkiye’yi ikna etmek için Ürdün’e gönderiliyordu.
Mehmet Görmez: Hemen telefonla Ali Cuma’ya bu olayı anlatmak ve sormak üzere onu arar, Ali Cuma’nın enteresan bir şekilde darbeyi desteklediğini, Sisi’nin çok dindar ve dürüst bir adam olduğunu, çocuklarının, torunlarının ve akrabalarının hepsinin FETÖ’nün okullarından okuduğunu ve Sisi’nin bundan memnun olduğunu söyler.