Nurettin Veren Yeni Akit Gazetesi

Seçim sonrası yeni Türkiye’de, kararlılık ve şeffaflık devam etmelidir

“Hani bir vakit Hz. İbrahim, Yarabbi ölüleri nasıl dirilteceksin, bana gösterir misin demişti. Allah (c.c.) ne o yoksa buna inanmadın mı dedi. Hz. İbrahim şöyle cevap verdi: Elbette inandım lakin sırf kalbim tatmin olsun diye...

25 Nisan 2018 | 403 okunma

“Hani bir vakit Hz. İbrahim, Yarabbi ölüleri nasıl dirilteceksin, bana gösterir misin demişti. Allah (c.c.) ne o yoksa buna inanmadın mı dedi. Hz. İbrahim şöyle cevap verdi: Elbette inandım lakin sırf kalbim tatmin olsun diye bunu istedim demişti.” Burada kalbin tatmin olmasının, inanmaktan daha öte derinlikli bir şey olduğu vurgulandığı gibi, daha çok Cenab-ı Hakk’a soru sorma noktasına kadar bir insan olan peygamberin, Allah’a karşı soru sorma özgürlüğü sınırının, zirvesine dikkat çekiliyor. Cenabı Hakk’ın insanoğluna bu soru sorma hürriyetini verdiğini, gelecek olan nesillere de göstermesi içindi. 

Allah (c.c.), Hz. İbrahim’i hiçbir şekilde azarlamayıp, onun bu sorusuna karşılık açık bir şekilde cevap vererek, ispat yolunu tercih etti. Koskoca kâinat sahibi dileseydi, bir toz kadar olan insanı yok eder ve görevinde azlederdi. İtirazına tahammül göstermeyip, peygamberlikten atabilirdi. 

“Allah (c.c.), Hz. İbrahim’e 4 kuş tut onları kendine alıştır, sonra onları parçala her birini bir birine karıştırarak bir dağın başına koy, sonra da onları çağır, koşa koşa sana geleceklerdir. Bil ki Allah azizdir, Hakimdir, üstün Kudret, tam Hikmet ve Hüküm sahibidir.” (Bakara 260) 

Burada anlatılmak istenen ve üzerinde çok düşünülmesi gereken husus şudur: Milyonlarca ve trilyonlarca yıldızları yaratan, koca kâinatın, en ince atomlarına kadar kesintisiz hüküm sahibi olan Allah’ımızın, beşer olan Hz. İbrahim ile karşı karşıya konuşabilmesi ve Hz. İbrahim’e konuşma fırsatı, soru sorma fırsatı vererek onu hiçbir şekilde cezalandırmaması insanoğlunun ne büyük mevki ve makamda olduğunun açık bir göstergesidir. 

İnsan bütün canlılardan farklı olarak üstün bir varlıktır. Melekleri dahi geçerek soru sorabilen, düşünebilen, Allah’ın kendisine muhatap seçtiği olağanüstü özgürlük ve düşünme kabiliyeti, soru sorma kabiliyeti olan Allah’ın bir muhatabı ve kâinatın bir halifesidir. Yeryüzünde pek çok tasarrufa yetkili kılınmıştır ve sonsuzluğa ulaşabilecek mahiyette yaratılmış bir varlıktır. 

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Allah’ın en son peygamberi olmasına rağmen, Sahabe-i Kiram tarafından pek çok konularda kendisine soru sorulduğu ve itiraz edildiği, hatta kendi tecrübeleriyle peygambere akıl vermeye kalkıştığı halde, hiçbir şekilde onları azarlamadı ve onlarla istişare et ayeti ile her konuda onlarla istişare etti. Birçok konuda peygamberimize soru soran, itiraz eden Sahabe-i Kiram ile aynı sofrada oturup, aynı mescitte namaz kılıp, her meselesini onlarla birlikte karara bağladığını görüyoruz

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Başkanımız, danışmanlarının ve parti yönetiminin dışındaki 81 milyonun düşüncelerini de dikkate almalıdır 10 Ekim 2018 | 10.336 Okunma FETÖ iltisaklı atamalar, halkın Erdoğan’a olan güvenini sarsıyor 09 Ekim 2018 | 14.930 Okunma Bütün kamu kurumlarında ve özellikle üniversitelerde FETÖMETRE uygulanmalıdır!!! 04 Ekim 2018 | 8.333 Okunma FETÖ yönetimi ablalara mı devredildi? 03 Ekim 2018 | 9.981 Okunma Gazeteci Yazarlar Vakfı, New York’ta paralel BM toplantısı yaptı 02 Ekim 2018 | 5.797 Okunma