Irak ve Suriye’nin parçalanması planı, Türkiye’nin yapmış olduğu kazanılan Afrin zaferi ile bozulmuştur. Konu üzerinde biraz düşününce hedefin ne olduğunu görmek gerçekten çok açıktır. Ülkemizde özellikle sulama suyu giderek azalmakta ve temin edilme maliyeti giderek artmaktadır. Gelecek yıllarda yaşanacak su kıtlığı düşünüldüğünde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Türkiye, hatta komşularımız için bile hayat memat meselesine dönüşecektir.
İsrail saldırgan tavrı yüzünden, komşularıyla sürekli savaş halinde ve onların toprakları üzerinde güçlü arzulara sahiptir. Kendi varlığını devam ettirmek için, Avrupa’nın sömürgeci ülkelerini ve ABD’yi, Ortadoğu’da sürekli savaş halinin devamı için kendi dertlerine onları da gömerek, uydurma anlaşmazlıklar meydana getirip, birbirleriyle savaştırıp güçsüz düşürmeye çalışmaktadır.
Sömürgeci ülkelerse; Ortadoğu’da yaptıkları sömürgeciliği, insan kıyımını ve zulümlerini tarihin hiçbir döneminde aklanamayacakları eylemlerini ve buralara gelebilmek için harcanan para ve ölen askerlerini sadece bir sebeple açıklamaktadırlar: Çıkarları. 30-50 yıl içinde Ortadoğu’da petrolün biteceği söylenmektedir. İsrail’in varlığını devam ettirebilmesi ve büyük İsrail’i kurmasına tüm kaynakları ele geçirmesine bağlıdır. Bu bahaneyi kullanarak, sömürgeci Batı ülkelerini Orta Doğu’ya çekerek, kaosu devam ettirmek gayreti içerisindedir.
Bahsedeceğimiz sebepler bunlarla sınırlı değildir. Şu an dünyadaki büyük endüstriyel pazara sahip ürünlerden olan buğday mısır ve pamuk bu topraklarda en üst seviyelerde verime sahiptir. Bunun yanında bu toprakların zenginliği sadece tarımla sınırlı değildir. Mesela dünya çelik endüstrisinde demirden sonra en çok krom madenine sahiptir. Krom madeni; deri tabaklama, boya, seramik, silah gibi endüstrinin birçok alanında pek çok önemli ürünün yapımında kullanılır. Türkiye krom üretiminde çok kez birinci olmuş, genel olarak ilk beşe girmiş, ilk on dışında da hiç kalmamıştır. En önemli ocaklarsa; Adana Aladağ ve Elazığ’dadır.
Bunun yanında yine bahsedilen bölgede zengin demir, alüminyum, bakır ve bunun gibi birçok maden bulunmaktadır. Ne hikmetse, özellikle Siyonist güçlerin desteklediği terör örgütleri sebebiyle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bırakın bu madenlerin çıkarılmasını, yeni madenlerin arama ve tetkik çalışması bile yapılamamaktadır. Bölgeye giden ve bölge insanının kalkınmasına katkı sağlayacak iş makineleri muhtemelen Siyonist örgütlerin yetiştirdiği hainlerce yakılmakta, bölge insanı yokluğa mahkûm edilmekte ve bu kısır döngü kendini beslemektedir. Ta ki; Türkiye’nin pes edeceği, (alın sizin olsun) diyeceği güne kadar.