1786 yılında, ABD bandıralı Grand Türk isimli bir gemi, İzmir limanına yanaştı. İçinde taşıdığı yolcular ise, Anadolu’ya ekilmek üzere gönderilen, ilk nifak tohumları olan, misyonerlerdi, önce İzmir çevresinde yuvalandılar.
Anadolu’da da, birçok misyoner okulları açtılar. Öğrenci olarak da, daha çok Bulgarları, Ermenileri, Rumları, İngilizleri, Yahudileri ve Kürtleri aldılar. 1863 yılında değişik dillerde, kitaplar ve dergiler basmak üzere, matbaalar kurdular.
160.000 civarında basılı kitap ve 400’ü aşkın okul, 17.500 talebesi ile geniş bir kitle oluşturdular. O dönemde ABD Başkanı Theodore Roosevelt’e göre, dünyada herkesten önce yok edilmesi gereken bir Türk gücü vardı, talimata göre bu mukaddes ve vaad edilmiş topraklar, silahsız bir Haçlı Seferi ile geri alınacaktır, denilmekteydi.
Bugün FETÖ’nün uyguladığı sistem, bu talimatla bire bir örtüşüyor.
Bulgaristan’ı kuranlar, başta Robert Koleji olmak üzere, işte bu okullarda yetiştirildiler. Daha sonra Anadolu’da nifak tohumları ekilmeye ve Anadolu’da yaşayan halklar, birbirinden soğutularak düşman edilmeye çalışılırken, bir yandan da Anadolu’da Hıristiyanlara can suyu verilerek, Anadolu yeniden Hıristiyanlaştırılmaya çalışıyordu.