Güzelin düşmanı en güzeldir, iyinin düşmanı en iyidir. En iyi ve en güzeli bulayım derken bazen insan, eldeki iyiyi ve güzeli de göremez.
Kâinatta mevcut olan bütün eşya ve mevcudatta, teenni vardır. Hiçbir şey bir anda ve bir merhalede mükemmel şekle ulaşamaz, kademe kademe mükemmelliğe doğru gidilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ilk kurulduğu 1920’lerden itibaren geçirdiği merhaleler ile tek parti iktidarı dönemi, koalisyonlar dönemi, peş peşe darbeler dönemi, en son tek partinin koalisyon yapmadan Erdoğan’ın 16 yıla yakın 4 defa Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapan, en sonunda da en gelişmiş BAŞKAN’lık sistemini yakalayarak seçimi kazanmış ve istikrarı yakalamış olması, bütün dünyayı şaşkınlık ve panik içerisinde bırakmıştır ve bu bir gücün ve dirilişin başlangıcıdır.
Yukarıya doğru füze hızıyla yükselmede, aradaki ufak tefek aksaklıklar mutlaka olacaktır ve biz sabırla daha mükemmele doğru giderken, Ülkemizin, devletimizin ve başkanımızın yanında olmaya, onun eksikliklerini ve aksaklıklarını tamamlamaya mecburuz.
Kendimizdeki eksiklikleri daha önce görmeli ve daha çok neler yapabileceğimizi planlamalıyız.
Ülkemizin 3. merhalesi olan Cumhur İttifakı, daha önceki geçirdiğimiz çok başlılık olan koalisyonlardan birlik ve beraberliğe gelip, kendi iradesiyle koalisyonun farklı bir anlayışla kendi parti bütünlüğünü koruyarak, parti bencilliği ve egoizmini tevazu havuzunda eriterek gururunu ve inadını bir tarafa bırakıp, ülkemizin milli çıkarları ve menfaatleri adına, AKP, MHP, BBP ve HÜDA PAR’ın göstermiş olduğu olgunluk, tıpkı 15 Temmuz kanlı darbe hareketine karşı halkımızın feraseti ile bozulduğu gibi, bu sefer de bu seçimdeki fevkalade göstermiş olduğu bir araya gelme ve erken seçim refleksi ile tuzaklar bozulmuş, Allah’ın rahmeti, merhameti ile iç münafıkların ve dış haçlı Siyonist dünyanın tuzakları boşa çıkmıştır.