Bana ulaşan pek çok dosyada, üniversitelerde rektör, genel sekreter, personel, daire başkanı, dekan, müdür konumundaki FETÖ iltisaklı kriptoların hâlâ görevlerine devam ettiği, bunların kendilerinden olmayanları görevden uzaklaştırmak için zulme dönüşen mobbing (yıldırma eylemleri) uyguladığı yer almaktadır. Farklı üniversitelerde aynı yöntem ve taktiklerin uygulanması ise, örgüt talimatı ile ortak hareket edildiğinin açık bir işaretidir.
Örgütün uyguladığı taktikler ise; öğretim elemanlarının ve idari personelin makamını alarak, alt seviyede bir göreve atamak, sürgün etmek, boş oturtmak, arka arkaya uydurma disiplin cezaları açarak avukat, mahkeme masrafları ile ekonomik olarak çökertmektir. Öyle ki soruşturma sayısı 50`ye ulaşanlar bile var. Çevresinden izole edilmesi sağlanarak sorunlu olduğuna dair algı oluşturmak, nihayetinde de işine hatta memuriyetine son verilmektedir.
Bazı üniversitelerde iş fiziksel saldırıya dönüşmüş, kampüs içinde araçlar ile mağdurun üzerine sürmeye, kapı altlarından atılan tehdit yazılarına kadar varmıştır. Öte yandan; disiplin soruşturmaları ile cebelleşen akademisyenin doçent, prof. olmasının da önü kesilmektedir.
Disiplin cezalarında kullanılan yöntemler; örgütün Ergenekon kumpaslarında olduğu gibi iftira dilekçeleri vermek ve verdirmek, geriye yönelik sahte evrak, yalancı tanık, tanıkların gizlenmesi, kamera kayıtlarının silinmesidir.
Disiplin soruşturmasında ise; görevlendirilen soruşturmacıların ya örgüt bağlantılı, ya da örgüt tarafından verilen talimatlara uyduğunda, haketmediği makam ve mevkiler verilerek ödüllendirilmesi dikkat çekicidir. Tüm bu insanlık dışı işlemlerinde üniversite içinde farklı birimlerdeki, hatta diğer kamu kurumlardaki örgüt elemanları ile tam bir organize iş birliği içinde çalışmaktadırlar.