Sayın Cumhurbaşkanımızın en son UYAP’ı da FETÖ’ye kaptırdık başlığı ile 11 Ocak 2018 tarihinde yazılı basında yayınlanan açıklamalardan da görüleceği gibi, UYAP’ı da FETÖ’ye kaptırmamak için, uzun yıllar FETÖ’ye ait esrarengiz çalışmalar hakkında, kitaplarımla ve televizyon programlarımla, uyarılarda bulunmaya çalıştık. Yılanla aynı yatağa girmenin, kesinlikle bir intihar olduğunu her fırsatta belirttik.
Gerek üniversitelerden aldığımız raporlar, gerekse yaptığımız suç duyuruları, maalesef hiçbir sonuç vermedi. Hatta bu konudan daha önemli konularla birlikte, hazırladığımız önemli dosyaları, 2017 yılında bizzat Milli Savunma Bakanı Fikri Işık beyin makamında elden takdim etmiştik.
Sayın bakan odasında şöyle bir göz ucuyla bakıp, bu konuların kendisinin dışında olduğunu ve Devlet Denetleme Kurulu’na gönderileceğini, buradan da önemli bazı yetkililerin bize ulaşıp, bu dosya ile ilgileneceğini söylemişti. Ne yazık ki aradan geçen bu kadar zaman içerisinde, bizi arayan ve bu dosya ile ilgilenen hiçbir yetkili kimse çıkmadı. Bu UYAP meselesi verdiğimiz bu dosyanın 1. Ana maddesi idi.
Bakanın makamında bütün bilgi, belge ve gerekçeleriyle kendisine elden takdim edilmişti. Şimdi bu hususta; UYAP meselesinde de, biz geç kalmışız ve elimizden kaptırmışız demenin sebeplerini, sorumlularının bulunması ve bedelinin ödenmesi, sadece Cumhurbaşkanımızın değil, görevini yaparken ağırdan alan bürokratlara ve siyasilere sorulmalıdır. İşte sayın Cumhurbaşkanımızın, “ben yalnızım” demesinin sebebi ve bütün suçu üzerine alması, suya sabuna dokunmak istemeyen hantal bürokratlar ve siyasilerden kaynaklanmaktadır.
Zaten her meselede bütün suçu ve sıkıntıları çeken maalesef Sayın Cumhurbaşkanımız olmuştur. FETÖ’nün bütün kurumlarda işgal projesinin, bugüne kadar sürdüğü gibi UYAP’ın ele geçirilmesinde de, ne yazık ki etrafındaki öngörüsüz ve tedbirsiz kişilerden dolayı, bu öz eleştiriyi yaparak, tek başına göğüslemek durumunda kalmıştır.