15 Temmuz sonrası askeriye dahil en önemli kamu kurumların da yapılan operasyonlara ve ayıklamalara rağmen, üniversitelerde FETÖ temizliği için rektörlere ve bunların oluşturduğu heyetlere yetki verilmesi, ciddi sayıda masum akademisyen kıyımına sebep olmuştur. Bazı rektörlere (Filan öğretim üyesinin günahı neydi?) diye sorulduğunda rektörlerin verdiği cevap aşağı yukarı hep şudur: Devlet KHK ile bize yetki verdi, biz de şüpheli görüp attık. Gerekçe göstermek zorunda değiliz.
İyi de bu ihraçları yapan rektörler ve heyet üyeleri FETÖ ile iltisaklı ise ne olacak? Nitekim ilerleyen zaman içinde bunlardan FETÖ bağlantıları tespit edilenler üçer, beşer o makamları terk etmek zorunda kaldılar.
Kafasını kuma gömerek gizlendiğini sanan bazı rektörleri, YÖK ve bazı savcılarımız ya görmüyorlar, ya da gerçekten görmemeyi başarıyorlar. Bunlar hakkında yıllardır YÖK’e ve savcılıklara verildiği halde işleme konmayan ihbar dilekçeleri ile dosyalar, herhalde bir adam boyunu geçmiştir. Benim ihbar hattıma gönderilen belgeler de bir hayli kabarık. Bunlar da sözü edilen rektör ve yöneticilerin tavır ve tutumları aşağı yukarı hep aynıdır. En bariz vasıfları bukalemun gibi kolayca renk değiştirebilmeleridir.
Bugün bir örnek oluşturmak üzere bu dosyalardan birini değerlendireceğim. Yazacaklarımın tamamı belgeye dayalıdır.
FETÖ iltisaklı rektörlerimizden sözünü ettiğim şahıs, FETÖ’nün Rotahaber sitesinde yıllarca çok sayıda makale yayımlamış. Bunlar arasında dershanelerin kapatılamayacağına dair ahkam kesmelerden tutun, Gezi Parkı güzellemelerine kadar ne isterseniz var. Bütün bu yazılar rektörlüğe adaylık süreciyle beraber internetten hemen silinip, Facebook, Twitter ve özel blok hesapları derhal kapatılıyor. Çünkü artık (cici çocuk) olma zamanıdır. Bu yazılar Rotahaber’le sınırlı kalsa iyi. Zaman, Taraf gazeteleri ve Sızıntı dergisi de, rektörün eskiden kalem oynattığı yayın organları arasında. Marifetlerinden önemli bir husus da, milli güvenlik tehdidi ile kapatılan Uluslararası Sivil Toplumu Destekleme ve Geliştirme Derneği’nce finanse edilen bir araştırma hazırlayarak, Türkiye’nin demokratik standartlarının yetersizliği sonucunu ilan etmesidir.
Kapatılan bu derneğin taşınmaz varlıklarının, Londra ve Michigan’da olması da bizi şaşırtmıyor. Bu arada çevresinde dindarlığı ile tanınan rektörümüz Almanlarla içli dışlı olduktan hemen sonra, Özgür Eğitim-Sen üyesi oluveriyor. Bu sendika KCK, PKK, HDP aracılığı ile yürütülen (Edi Bese) hareketi ve Kürt Dil Bayramı’nı kutlamasıyla meşhur. (Herkes için adalet, herkes için özgürlük) ilkesinin CHP’nin (ADALET) yürüyüşüne rehberlik yapan akıl hocası.