Ramazan-ı Şerif’e 2 gün kala, bütün dinler için kutsal bir mekan olan, Filistin topraklarında ve Mescid-i Aksa da her yıl olduğu gibi, zalim İsrail’in kan ve gözyaşı ile silahsız, masum insanlara kurşun yağdırması, yine bütün dünyanın gözleri önünde devam etti.
Zulüm ile Abad olunmaz, zulüm ile Abad olanın sonu berbad olur. Cenab-ı Hakk›ın Hak, Adil, Muntakim isimleri vardır. Allah Adaletle muamele edenleri sever, adaletin zıttı olan zulme karşı Allah intikam alıcıdır, zalimlerin yanına bırakmaz. Hakkı mutlaka tecelli ettirir ve Hakkı sahibine verir. Ekseriyet ile bu dünyada dahi zalim, zulmünün cezasını bulur, mazlum da hakkına kavuşur.
Bazen dünyada tahakkuk etmese de, kıyamet günü mizanda mükafatını alır. Din gününün sahibi Allah, haksızlığı cezaya, haklıyı da hakkına kavuşturur. (Allah hüküm verenlerin en üstünü değil midir? Elbette öyledir.) Tin suresi 8
Cenab-ı Hakk’ın adaleti ve mazlumların duasını kabul etmekteki hakkaniyetini bilen bir kişi, en küçük bir haksızlık yapmaktan, dahi büyük endişe duymalıdır. Hz Mevlana der ki: Bu dünya bir dağa benzer, işlerimiz yaptıklarımız da seslenmek gibidir. Seslerimiz güzel de olsa, çirkin de olsa dağa çarpar döner ve yine bize gelir.
(Başımıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işlediklerimiz yüzündendir. Bununla beraber Allah, çoğunu affeder. Şûra 30)
Peygamberlerin ve büyük zatların başına gelen musibetler de vardır. Bunlar terfi ve dereceat için Cenab-ı Hakk’a yaklaşma, mertebe kazanmaları için vesile olan imtihanlardır.