Fetullahçı Terör Örgütü tarafından dış istihbarat güdümlü olarak planlanan ve bu yapının TSK-Emniyet içindeki uzantılarınca icra edilmeye çalışılan darbe girişiminin ana hedefi kargaşa çıkararak Türkiye’yi bir iç savaşa sürüklemek. Bunları yönlendiren üst akıl, Temmuz 2015’te PKK’nın şehirlerdeki öz yönetim ilanı ile iç savaş çıkararak Türkiye’yi Suriyelileştirmek, Iraklaştırmak istedi. Türkiye bu oyunu püskürtü. Bu ikinci deneme ile Türkiye’yi tekrar iç savaşa sürüklemek istediler. Eğer maşaları olan FETÖ bu kalkışmayı becerebilseydi hakikaten Türkiye bir iç savaşa sürüklenirdi. Darbe girişimcileri kısmen başarılı olup Sayın Erdoğan’ı saf dışı bırakıp Erdoğan karşıtlarını yanlarına çekebilselerdi Türkiye iç savaşa doğru yuvarlanırdı. Bu nedenle darbecilerin ilk amacı Sayın Erdoğan’ı bir baskınla yok etmek, Allah göstermesin hayatına son vermekti. Bunun için plan yapmışlardı. Bu maksatla helikopterlerle Sayın Erdoğan’ın tatilini geçirdiği Marmaris’teki otele saldırı düzenlenecek ve otele indirilen unsurlar tarafından Sayın Cumhurbaşkanı katledilecek, korumaları ile çıkan çatışmada kargaşadan vuruldu süsü verilecekti. Eğer Sayın Cumhurbaşkanı otelinden 1.5 saat daha geç ayrılsaydı Allah göstermesin amaçlarına ulaşabilirlerdi. Böyle bir sonuç alabilselerdi bugün Türkiye bir iç savaşın içinde olurdu. Sayın Erdoğan için planladıkları alçak saldırıyı gerçekleştirebilselerdi darbeciler amaçlarına ulaşırdı. Bu planı iki şey engelledi. Birisi milletin duaları ve Rabbimin yardımı diğeri Sayın Erdoğan’ın liderlik öngörüsü ve demokrasiye inanan 1. Ordu Komutanı’nın bazı arkadaşlarının da telkiniyle Sayın Cumhurbaşkanı’na ulaşıp, “Siz bizim başkomutanımızsınız, biz size bağlıyız. Acele orayı terk edin ve İstanbul’a gelin.