Bölgemizde birileri, bir yandan Rusya’yı diğer yandan da Irak’ı Türkiye’ye karşı tahrik ediyor.
Komşumuz İran, Suriye’de Esad rejimini ayakta tutabilmek için
her türlü yol ve yönteme başvuruyor. İran, 4 milyonu aşkın
Suriyelinin yurtlarını terk edip mülteci konumuna düşmesinde ve 400
bin Suriyelinin iç savaşta can vermesinde Esad diktatöründen
sonraki en önemli sorumludur. İran hiçbir hakkı yokken Suriye’ye
asker göndermiş olup, Devrim Muhafızları, Esad’ın yanında Suriye
halkına karşı savaşmaktadır. Rusya’yı Suriye’ye apar topar getiren
akıl İran’dır. Putin’le 22 milyar dolarlık silah anlaşması
imzalayan İran yönetimi, bölgenin ısınmasının sorumlusudur. İran,
Orta Doğu’da Rusya’nın en büyük stratejik partneri hâline
gelmiştir. Orta Doğu’daki Şia gücünü Türkiye’ye karşı seferber
etmiş durumdadır. Suriye’deki meşruiyeti tükenmiş olan, yüz
binlerce insanı katleden bir diktatörün varlığını sürdürmesi için
ısrarcı olmak realist bir tutum değildir.
Türkiye; bir yandan terörle mücadele diğer yandan Kuzey Irak
Bölgesel Yönetimine bağlı Peşmergeyi eğitmek için yıllardır
Musul’da küçük ölçekli bir askerî üsse sahiptir. Bölük çapında
zırhlı araçlar ve tanklarla takviye edilmiş olan bu birlik
neredeyse 20 yıldır oradadır. Bazen sayısal olarak tabur seviyesine
çıkarılmıştır. Amerikalılardan tutun Iraklılara hatta İranlılara
kadar herkesin de bundan haberi vardır.