HDP’li Selahattin Demirtaş, Hükümet yetkililerinin samimi
kınamalarına, AK Parti’nin önde gelen isimlerinin şiddetli
tepkilerine rağmen henüz olayın ilk anlarında, orta yerde hiçbir
delil yokken Mersin ve Adana saldırıları için önce hükümeti
suçladı, sonra da hızını alamayıp Sayın Cumhurbaşkanı’nı işaret
etti. CHP-MHP ve Paralel medya da bu suçlamaya sıkılmadan eşlik
ettiler. Daha henüz orta yerde bir bulgu ve ipucu yokken bu
saldırıyı siyaseten kullanmak adına iktidar partisinin üzerine
yıkmaya çalıştılar. Böyle bir saldırıdan, seçimlere 20 gün kala
seçim güvenliğini ve güven ve huzur ortamının tesisini sağlamaktan
sorumlu iktidar partisinin siyaseten çıkarı olmaz. Bilakis aleyhine
olur.
Normal her akıl bu muhakemeyi yapabilir. Ancak birileri halkı aptal
yerine koyup hedef şaşırtmaya, iktidarı baskıcı, HDP’yi de mağdur
göstermeye yeltendiler. Ama iki gün içinde maskeleri düştü, adeta
suçüstü yakalandılar. Polis ve istihbarat titiz bir çalışmayla
seçim ortamını sabote etmeye çalışan maşayı tespit etti. Pimi çeken
maşa DHKP-C’li çıktı. Şahıs 1990 yılında Van’dan gelip Adana’ya
yerleşmiş. 2007’de Ankara’da DHKP-C’nin faaliyetlerine katılmış,
tutuklanmış, örgüt üyesi. Bu zanlı maşanın patronu DHKP-C terör
örgütü. Bu örgüt son yıllarda, özellikle de Kılıçdaroğlu CHP’nin
başına geçtiği günden bu yana CHP’nin arka bahçesi gibi.