AK Parti 2’nci Olağanüstü Kongresi öncesinde başkentte bardaktan boşalırcasına güzel bir bahar yağmuru yağdı. Binali Yıldırım Bey yağmur bereketi ile geldi. Ankara Arena’da olağanüstü kongrelerde alışık olmadığımız mahşerî bir kalabalık vardı. Sanki olağan kongre gibi heyecanlı bir kongre izledik. Salonun dışında içeriden daha fazla partili vardı. Kongre salonu dövizlerle, bayraklarla süslenmişti. Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Sayın Yıldırım’ın ve Sayın Davutoğlu’nun portreleri dikkat çekti. Birlik beraberlik mesajları ile dolu pankartlar göze çarptı. Genel başkan adayı Binali Yıldırım, selefi Sayın Davutoğlu’nu kapıda karşıladı. Salon hem Binali Bey’e hem de Ahmet Hoca’ya müthiş bir ilgi gösterdi. Sayın Bekir Bozdağ da divan başkanı olarak güzel bir konuşma yaptı. *** Sayın Davutoğlu, son kez genel başkan olarak hitap etti. Kendisine göre kısa denebilecek bir konuşma yaptı. Konuşması genel olarak iyiydi. Ancak satır aralarında verdiği bazı mesajlar üzücüydü. O mesajlar fitneye sebep olabilecek mesajlardı. Gerek yoktu… Kötü niyet taşımadığından eminim ama herkesin fani olduğunu hatırlatmaya, yüzde 49.5’lardan yüzde 54’lerden bahsetmeye gerek var mıydı? “Yüzde 49.5 oyla altı ay önce iktidara gelmiş bir genel başkanın bugün görevi bırakması benim tercihim değil. Bu durumun sizin vicdanlarınızı incittiğini biliyorum” sözü orada söylenecek ifadeler mi? Gerek var mıdır, yeri midir? Birlik, beraberlik, vefa, davaya sadakat mesajları verilen bir konuşmanın içinde bu cümlenin işi yok bence. Kongre salonunu veda partisine çevirmekle de yeni genel başkana ayıp edilmiştir.