CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hiçbir ayrım yapmadan
gazetelerin Ankara temsilcilerini kahvaltıya davet etti. CHP, 15
Temmuz sonrası ülkece yakalanan ‘Yenikapı’ ruhuna katkı sunmak
amacıyla bazı basın kuruluşlarına tatbik ettiği akreditasyon
uygulamasına son vermiş. Bence iyi de yapmış. AK Parti, MHP ve
Hükümet de aynı uygulamayı başlatmalıdır...
***
1.5 saati aşan sohbete Kemal Bey, “Siz sorun, ben dürüst ve samimi
olarak cevap vereyim” diye başladı. Ancak program bitiminde taban
ve kamuoyunun baskısının da etkisiyle 7 Ağustos’ta Yenikapı’da
ortaya konulan yeni ruh, yeni yol ve yeni dönem psikolojisinin
Kemal Bey’in iç dünyasında henüz oturmadığını, kontrollü
konuşmadığında 15 Temmuz öncesindeki tutumuna ve üslubuna hemen
dönüverdiğini gözlemledim.
Sayın Kılıçdaroğlu bir taraftan “15 Temmuz’dan sonra yeni bir sayfa
açmamız lazım” derken diğer taraftan hem hükümete hem de Sayın
Cumhurbaşkanına ağır eleştiriler getirmekten kaçınmıyor. Yani Kemal
Bey’in 15 Temmuz’dan sonra durduğu yerde öncesine göre çok da bir
değişiklik yok.
***
Mesela Kemal Bey, 17-25 Aralık darbe girişimine hâlâ “darbe
girişimi” demiyor. FETÖ’nün yargı ve emniyet teşkilatı içindeki
unsurlarını kullanarak gerçekleştirdiği 17-25 Aralık darbe
girişimini sıradan bir yolsuzluk operasyonu olarak görüyor.
Kumpaslara, usulsüz ve eklemeli çıkarmalı telefon dinlemelerine
dayanarak, bunları gerçekmiş gibi kabul ederek işin darbe boyutunu
görmezlikten geliyor. Aynı yapı tarafından aynı yol-yöntem ve sahte
üretilmiş deliller kullanılarak yapılan Ergenekon ve Balyoz
tertiplerinin FETÖ tarafından yapılan bir kumpas olduğunu kabul
eden Kemal Bey, 17-25 Aralık’ta tekrarlanan bu oyunu, darbe
girişimi olarak görmek istemiyor. FETÖ’nün hükümete karşı yaptığı
bu darbeyi; yolsuzluk kılıfı ile hükümete-cumhurbaşkanına ve AK
Parti’ye karşı siyaseten kullanmaya devam ediyor.