Herhâlde BM Genel Kurulu’nda olup bitenleri takip
ediyorsunuzdur. BM’nin 70’inci Genel Kurulu, ABD Başkanı Obama ile
Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki düelloya sahne oldu. Bir
insanlık dramının yaşandığı, milyonlarca insanın evini ve yurdunu
terk edip göçmen olarak yollara düştüğü, her gün 50-100 sivilin
öldüğü Suriye için yıllardır insafsızca-vicdansızca seyirci kalan
medeni dünya, nihayet göçmenler kapılarına dayanınca Suriye
sorununu gündemlerine aldılar. Libya’ya, Irak’a anında müdahale
eden aktörler bir diktatörün halkına zulmetmesini pişkince
izlediler. Çünkü Suriye’de zengin petrol ve doğalgaz yatakları yok.
Başkan Obama, Suriye ve Esad için “Geçiş sürecinde yeni lidere
ihtiyaç var. Esad, üzerlerine varil bombaları atarak masum
çocukları katleden bir tiran” diye açıklama yaptı. Obama, Esad’ın
gitmesi gerektiğini savundu. Rusya Devlet Başkanı Putin ise
“Suriye’ye askerî destek veriyoruz. Esad’la iş birliğini reddetmek
devasa bir hata” dedi. Bunların, hangisine inanalım? Suriye ve
Suriye halkı; aslında bu iki liderin de umurunda bile değil. ABD ve
Batılı müttefikleri, Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen Esad’ın
zulmüne seyirci kaldılar. Milyonlarca insanın göç etmesine ve yüz
binlercesinin öldürülmesine kulaklarını tıkadılar.
Eğer, Irak petrolünü Suriye’nin kuzeyindeki güvenli bir bölgeden
Akdeniz’e ulaştırma niyetleri olmasaydı ve Suriyeli sığınmacılar
Avrupa’nın kapılarına dayanmasaydı ABD ve batılıların, Suriye gibi
bir sorunları olmayacaktı.