15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti.
İçeride ve dışarıda sıcak tartışmalar hala devam ediyor. Darbeler
tarihi açısından kötü örneklerle dolu ülkemizde, 260 şehit
verdiğimiz 15 Temmuz hain darbe kalkışması hafızalarımızdan hiç
silinmeyecek ve şimdiye kadar yaşadığımız en can yakıcı darbe
girişimi olarak tarih sayfalarında yer alacak. Ancak çocuklarımız
daha önceki darbe kalkışmalarından farklı olarak 15 Temmuz’u
okuduklarında Türk halkının demokrasi için gösterdiği destanı
görecek.
15 Temmuz hain darbe girişiminin amacı sadece yönetime el koymak
değildi. Sonrasında Türkiye’yi bir iç savaşa sürükleyecek koşullar
zaten hazırlanmıştı. Darbe girişimi sonrasındaki süreç Türkiye’nin
işgal edilmesine zemin hazırlamak olacaktı.
Bu nedenle bu hain girişimin önünün-arkasının didik didik
edilmesini anlayabiliyorum. 15 Temmuz’a dair hiçbir karanlık
noktanın bırakılmaması lazım. Zira bu maksatla bir yandan konuya
ilişkin geniş kapsamlı hukuki bir süreç devam ederken, bir yandan
da başta hükümet olmak üzere devletin ilgili tüm kurumları, idari
araştırma-inceleme-soruşturma ve benzeri işlemlerini titizlikle
yapma gayretinde.
Bu hukuki ve idari süreçler işletilirken FETÖ ve FETÖ’yü kullanan
aktörler-FETÖ ile içeride işbirliği yapan bazı Erdoğan ve AK Parti
muhalifleri de bu süreçleri sulandırmak-hedef şaşırtmak,
Türkiye’nin stratejik kurumlarını yıpratmak ve millette bu
kurumlara karşı şüphe-güvensizlik duygusu oluşturmak için
olağanüstü algı operasyonları yapıyorlar.