Belki
de son yılların en sakin, en düzenli, en şaibesiz seçimini
yaşadık.
Seçim Doğu ve Güneydoğu illerimizde PKK-KCK unsurlarının
tehditleri-yönlendirmeleri dışında sakin geçti.
Paralel yapı, şaibe
algısı oluşturmak için sosyal medyayı sonuna kadar kullandı.
Tüm
provokasyon girişimleri sonuçsuz kaldı. İnsanımız akın akın
sandıklara
koşarak özgür iradelerini ortaya koydular. Sanırım bu özgür
iradeyi
ortaya koyarken insanlarımız birçok kıstası dikkate aldı.
Türkiye’nin 5
aydır yaşadığı güvenlik sorunu en önemli kıstaslardan biriydi. 7
Haziran
seçiminden güçlü bir hükümet çıkaramayışımızı fırsat bilen
maşa
örgütler PKK, DAEŞ, DHKP-C ve Esad artıkları Türkiye’ye
saldırmaya
başladılar. PKK-KCK şehir yapılanmaları Doğu ve Güneydoğu
illerini-ilçelerini yaşanmaz hale getirdiler. Doğu ve Güneydoğu
halkı
çözüm sürecini sonlandıran 3-5 serseri ile şehirleri
yönetmeye kalkışan
PKK’ya ve onunla bağını kesmeyen, sırtını ona dayayarak siyaset
yapmaya
kalkan HDP’ye iyi bir ders verdi. Diğer yandan Batı’da HDP’ye ödünç
oy
veren sol kesim, HDP’nin PKK’nın siyasi uzantısı olduğunu ve
PKK
şiddetine samimi olarak karşı çıkmadığını net olarak görünce
verdikleri
ödünç oyu geri aldı.