Emperyalist devletlerin maşası FETÖ elebaşı; hür türlü takiye ve
istismarı yaparak başta emniyet-istihbarat-TSK-yargı olmak üzere
devletin tüm kurumlarına sızdırdığı elemanlarını harekete geçirerek
önce 17-25 Aralık darbe girişimini yaptı. Başarılı olamayınca bunu
MİT Müsteşarını tutuklama ve MİT tırlarını durdurma girişimi
izledi. En sonunda da deşifre olduğunu fark edince 15 Temmuz kanlı
girişimini ve ülkemizi işgal planını devreye soktu.
***
FETÖ’cü cunta; 38 subay-general ve amiralden oluşan ‘Yurtta Sulh
Konseyi’ adlı bir yapı ile hain girişimi yönetmeye çalıştı.
Aralarında Orgeneral Akın Öztürk, Tümgeneral Mehmet Dişli,
Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Tuğgeneral Bircan Kırker gibi isimlerin
de yer aldığı bu hain konseyin üyelerinin kanlı darbe ve işgal
girişiminde birinci derecede sorumlulukları var. Bunlar savcılık
makamınca FETÖ’nün en sadık elemanları olarak görülüyor.
Milletin iradesine müdahale edip Meclisi, Hükûmeti devirmeye ve
ülkeyi işgal etmeye kalkışan bu çetenin yöneticiliğini yapan
‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyelerinin yargılama neticesinde en ağır
cezaları almaları bekleniyor.
***
Bu örgütün herkesçe fark edildiği tarih olan 17-25 Aralık 2013
darbe girişiminin üzerinden tam 40 ay, 15 Temmuz darbe
kalkışmasının üzerinden de 9 ay geçti. Şimdi sıkı durun; size küçük
dilinizi yutacağınız bir haberim var. Bu hain Konsey üyelerinin
birçoğunun eşleri daha geçen haftaya kadar devlette çalışmaya ve
maaş almaya devam etmiş. Kimi okullarda öğretmen, kimi Merkez
Bankası çalışanı, kimi önemli kurumlarda memur olarak.
Tıpkı 15 Temmuz darbe girişimine kadar FETÖ elebaşına SGK’dan
emekli maaşı ödendiği gibi bu hainlerin eşlerine darbe girişinden
bu yana maaş ödenmiş, devlette çalışmalarına izin verilmiş.
Duyduğumda inanamadım. Aklımı yitireceğim. “Kimse bu meseleyi
ciddiye almıyor, Cumhurbaşkanı maalesef bu mücadelede çoğu kez
yalnız kalıyor” diye yazdığımızda bize tepki gösterenlere
duyurulur.