Başbakan Ahmet Davutoğlu 28 Ağustos 2014 tarihinden bu yana Başbakanlık yapıyor. 22 Mayıs’ta yapılacak ikinci olağanüstü kongrede bu görevi ve Genel Başkanlık görevini yeni bir arkadaşına devredecek. Sayın Davutoğlu çalışkan; titiz, namuslu, birikimli bir dava adamı, 20 aylık sürede arı gibi çalıştı. Görevdeyken yapmadığım eleştirileri bugün yapmak istemiyorum. Sadece tek şey söylemek istiyorum eğer Ahmet Hoca AK Parti Genel Başkanlığına ve Başbakanlığa nasıl geldiğini unutmasaydı ve ona göre hareket etseydi bugün yaşananların hiçbiri yaşanmazdı. Neyse hayırlısı böyleymiş. Sayın Davutoğlu artıları eksilerinden çok fazla olan bir isim. Nasıl ki Sayın Erdoğan’dan görevi devralma sürecini sancısız atlattıysa kendisi de görevi yeni bir arkadaşına sancısız, sıkıntısız, partisine ve ülkesine zarar vermeden atlatmalıdır.
29 Nisan’daki MKYK’da alınan karar bu işin bittiğinin ilk işaretiydi. Dolmabahçe açıklaması, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri öncesindeki aday belirleme süreçleri, 7 Haziran sonrasında koalisyon görüşmeleri, Bakanlar Kurulu listesi ve MKYK listesi, çözüm süreci ve terörle mücadele konsepti, dokunulmazlık kapsamının genişletilmesi, Yeni Anayasa ve Başkanlık sisteminin aciliyeti, üst düzey atamalar gibi konulara kadar birçok alanda Sayın Başbakan, partinin kurucu siyasi lideri ve yüzde 52 halkoyu ile seçilmiş olan Sayın Cumhurbaşkanı ile ters düştü. Bu alanlarda Sayın Cumhurbaşkanı’nın uyarıları, düşünce ve istekleri çok dikkate alınmadı. Sayın Cumhurbaşkanı’nda, ‘Özalsız ANAP’ gibi ‘Erdoğansız AK Parti’ oluşturuluyor duygusu ortaya çıktı.