ABD’nin Suriye politikası, dolayısıyla PYD-YPG ile ilişkisi gibi
somut nedenlerle son bir yıldır çok da iyi gitmediğini sandığımız
Türkiye-ABD münasebetlerindeki problemlerden ötürü şahsen “Bu gezi
iyi geçmeyecek sanki” diye bir kanaate sahiptim. Ayrıca Amerika’da
seçime sayılı aylar varken kimse bizimle ilgilenmez, diye de
düşünmüştüm. Üstelik malum çevrelerin maksatlı spekülasyonlarına
rağmen tam tersi oldu ve belki de Türkiye’den ABD’ye yönelik son
yılların en verimli, en başarılı Washington ziyareti gerçekleşti.
Başta Başkan Obama, Yardımcısı Biden ve Dışişleri Bakanı Kerry
olmak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan herkesle görüştü. 52 devlet
başkanının misafir edildiği ve nükleer güvenlik zirvesine ev
sahipliği yapıldığı bir ortamda Obama dahil ev sahibi ülke Sayın
Cumhurbaşkanı’na bütün konu başlıklarının masaya konduğu yeteri
kadar vakit ayırdı. Düşünce kuruluşları, iş adamları, kanaat
önderleri dahil kamuoyunun etkili tüm aktörleri ile bir araya gelip
onlara Türkiye’yi ve tezlerimizi anlatma imkânı fazlasıyla
kullanıldı.
***
Sayın Cumhurbaşkanı’nın Başkan Obama ile yaptığı görüşmenin
detaylarını gazetemizde bulacaksınız. PKK ile mücadelede ABD’nin
bize yardım ve desteğini artırarak sürdüreceği söyleniyor. Sayın
Cumhurbaşkanı DAEŞ’le mücadele konusunda bölgede muhalifler içinden
seçilip yetiştirilmiş yaklaşık 1800 savaşçıyı, hemen ardından da
yetiştirilmeye devam edilen ilave 600 kişinin DAEŞ’e karşı
kullanılmasını önerdi. Bu teklif ile DAEŞ’le mücadelede ABD’nin
sahada YPG’ye olan ihtiyacı azaltılmaya çalışılıyor sanki.
İstişarelerde müttefikimizce PYD’nin Kuzey Suriye’de bir bağımsız
yapı kurmasına izin verilmeyeceğinin teminatları verildi. Bu
görüşmeden sonra Türkiye, DAEŞ belasına daha fazla zaman ayırmak
durumunda. Sayın Cumhurbaşkanı, “Suriye’de bir PYD devletine asla
müsaade etmeyiz” sözünü hem Dışişleri Bakanı Kerry’den hem de
Başkan Yardımcısı Biden’dan bizzat duyduğunu, dinlediğini sohbet
ettiği bizlere söyledi. ABD yönetimi DAEŞ’le mücadele için bir
imkân bulsa ikinci gün PYD’den vazgeçecektir.