Nuri Elibol Türkiye Gazetesi

Katar krizinde Ankara devrede

ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu temaslarının hemen akabinde 6’sı Körfez İşbirliği Konseyi üyesi olmak üzere 8 ülkenin Katar’la tüm diplomatik ilişkilerini eş zamanlı olarak...

07 Haziran 2017 | 91 okunma

ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu temaslarının hemen akabinde 6’sı Körfez İşbirliği Konseyi üyesi olmak üzere 8 ülkenin Katar’la tüm diplomatik ilişkilerini eş zamanlı olarak askıya almaları tüm dünya kamuoyunun gündemine bomba gibi düştü. Aslına bakarsanız 2014’ten bu yana benzer sorunlar gündemde iken Türkiye ve Kuveyt’in girişimleriyle bir krize dönüşmeden ilişkiler toparlanıyordu. Ancak manipülatif algı operasyonu ile kanaat önderleri ve düşünce kuruluşları üzerindeki operasyonel süreci Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) yürüttüğü, Suudi Arabistan’ın da diplomatik ve ekonomik boyutunu yönettiği krizin büyümeden sükûnet ve diyalogla çözülmesi bütün bölge halkları için önem arz etmektedir. Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanlı diplomatları eş zamanlı olarak bölge ülkeleri, krizin tarafları ve Batı ile diplomasi trafiğini sürdürüyor.
Katar’ın son yıllarda bağımsız dış politika izlemesi, 1995’te göreve gelen Emir’in Katar’ı Suudi Arabistan’ının şemsiyesi altından çıkarmış olması, tıpkı Türkiye gibi Katar’ın aynı anda hem Suudi Arabistan ile hem de İran ile iyi ilişkiler geliştirmesi başta Suudi Arabistan olmak üzere bazı Arap ülkelerini rahatsız ediyordu. BAE’nin de tahriki ile Suudi yönetimi, Katar’ı 1995’ten önce olduğu gibi kendi şemsiyesi altına almaya çalışıyor. Katar’ın uluslararası ilişkilerde denge politikası yürütmesi Suudi yönetimini ve BAE’yi rahatsız ediyor.
Katar yönetimi, Hamas ve İhvan gibi Arap dünyasındaki İslami hareketleri bölgedeki halkın bir parçası ve temsilcisi olarak görüyor. Körfez ülkelerinin terör örgütü olarak kabul ettiği bu hareketleri yukarıda açıkladığım gibi gören Katar, bunlara yardım da ediyor. Bu durum diğer körfez ülkelerini çileden çıkarıyor. Bu krizin baş planlayıcısı BAE ve Suudi Arabistan’dır. Hedef, Katar’ın dış politikasıdır. Maalesef, BAE, Suudi yönetimini etkileme gücüne sahiptir. Türkiye’deki 15 Temmuz darbesine el altından destek veren BAE aynı oyunu Katar’da tekrarlamaktadır. Bu kriz, Katar Emiri'nin ABD’ye karşı ve İran’ın destekleyici açıklamalar yaptığı iddia edilerek başlatıldı. Katar yönetimi bu iddiayı yalanlamasına rağmen BAE basını meseleyi tırmandırdı. 8 ülkenin ani ve sert bir karar ile Katar’a karşı yaptırımlara başlamasının görünür gerekçesi güya Katar’ın teröre verdiği destek-İran ile iş birliği yapması. İşin gerçeği ise Katar’ın son yıllarda özellikle Suudi Arabistan ve BAE’den bağımsız özgün bir dış politika izlemesi ve Arap dünyasındaki "İslamcı" hareketlerle iyi ilişkiler kurmuş olmasından Arap ülkelerinin duyduğu rahatsızlık.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şimdi veda zamanı. 02 Ekim 2017 | 792 Okunma Doğan’ın FETÖ’ye esareti 13 Eylül 2017 | 354 Okunma Darbecilerle gerçekten hesaplaşıyor muyuz? 08 Eylül 2017 | 4.044 Okunma Elini görüyoruz İsrail! 06 Eylül 2017 | 274 Okunma Bayram bir fırsattır, iyi değerlendirelim 01 Eylül 2017 | 125 Okunma