Mülteci sorunu Avrupa’nın da sorunu hâline gelmeden Suriye’de 5
yıldır devam eden insanlık trajedisine seyirci kalanlar ne hikmetse
meydana çıkmaya başladılar. Mülteci sorunu nereden çıktı? Akdeniz’i
saran Arap baharı günlerinde Suriye’de bir diktatör hak, hukuk,
özgürlük talep eden masum sivil vatandaşlarının üzerine bomba
yağdırmayı tercih etti. İnsanlar bu baskı ve zulme direndi. Bu
diktatörün baskılarına boyun eğmemek-karşı çıkmak için Suriye
halkının büyük bir bölümü medeni dünyadan nafile biçimde yardım ve
destek bekledi. Başta ABD olmak üzere batı dünyasının çapsız
liderleri, rejim muhaliflerine ilk etapta umut verdiler. Ama
ilerleyen süreçte onları orta yerde bıraktılar. Muhalifler birazcık
başarı kazanınca da İran ve Rusya; BM, NATO ve ABD’nin gözünün
içine baka baka gelip Suriye’ye çöreklendi. Özellikle ABD ve Batı
blokunun pasif tutumunu fırsat bilen Rusya, Suriye’yi mesken
edindi. Sonradan ortaya çıkan DAEŞ tehdidini mazeret göstererek
Rusya-İran ve Suriye rejimi, Suriye’deki muhaliflere kan
kusturuyor. İnsanlar canını kurtarmak için yerlerini, yurtlarını
terk edip kaçıyorlar. Ülke nüfusunun büyük bir bölümü mülteci
pozisyonunda. Rusya uçaklarının yağdırdığı bombalara, Esad
rejiminin katliamlarına sessiz kalan BM sıkılmadan Türkiye’ye
“Sınırlarınızı açın!” çağrısı yapıyor. Yıllardır Esad bomba
yağdırırken neredeydiniz? Son bir yıldır Rusya DAEŞ’i bahane ederek
muhaliflere yeri göğü dar ederken AB, ABD, NATO ve BM hangi
cehennemdeydi?.. Mülteci sorununun sebepleri ile ilgilenmeyenler
sonuçları nedense kendilerini etkileyince bağırmaya başladılar.
Günaydın hepinize… Rusya’yı durduramazsanız Suriye nüfusunun üçte
ikisi mülteci konumuna düşer.
Suriye sorununa zamanında duyarlı hareket etseydiniz, büyümeden
çözülmesi için kararlılık gösterseydiniz bugün mülteci sorunu diye
bir sorunla karşılaşmayacaktınız. Tanklar, makineli tüfekler ateş
kusarken, Rus uçakları muhaliflere ait sivil yerleşim yerleri dahil
her yere bomba yağdırırken o insanlar tabii ki kaçacak ve o
toprakları terk edecektir. İster sınırlarınıza tel örgü çekin,
ister kanallar açın, isterse duvarlar örün. O insanlar uçak
bombalarına, tank mermilerine her gün hedef olmaktansa Ege’nin
sularında boğulmayı, tel örgüleri geçerken yara bere içinde
kalmayı, günlerce aç ve susuz kalmayı göze alıyorlar. Avrupa’ya
ulaşanları geri gönderseniz de, Suriye sorununu çözmeden mülteci
sorununu halletmiş olmazsınız. Türkiye’ye baskı yapmaya
kalkıyorlar. “Mültecileri Türkiye’de tutun. Avrupa’ya gelmesini
engelleyin” diyorlar.
Zaten Suriye krizinin en ağır faturasını ödeyen Türkiye’ye ciddi
haksızlık yapıyorlar. Türkiye bugüne kadar onlardan hiçbir şey
talep etmeden ‘açık kapı’ politikası uyguladı. Kapımıza gelen hiç
kimse geri çevrilmedi. Eğer devlet 8-9 milyar dolar bir harcamadan
bahsediyorsa bilesiniz ki toplumumuzun aldığı yükün bedeli 25-30
milyar dolardır.