Ülkemiz, milletimiz ve dostlarımız için tekrar seçim kararı hayırlı olur inşallah. Türkiye şu andan itibaren seçim atmosferine girdi. İki ay sonra 1 Kasım’da millet sandık başına gidecek ve siyasetteki tıkanıklığı giderecektir. 7 Haziran akşamı ortaya çıkan tablodan bir hükümet maalesef kurulamadı. Dünyanın sonu değil. Kurallar işledi ve anayasaya uygun olarak seçim kararı alındı ve seçime gidiyoruz. Ben hep seçim sandığına güvenip, inanmışımdır. Millet, sandıkta birikmiş tüm problemlere çözüm bulur, sorunları sandıkta çözer. Sayın Davutoğlu Türkiye’yi seçime götürecek hükümeti kuracak. Sonra da seçim kampanyaları başlayacak. Ahmet Hoca, anayasaya göre hareket etmeye çalışıyor. Kendisi Meclis’te grubu bulunan dört partiden de üyelerin içinde yer aldığı bir seçim hükümeti kurmaya çalışıyor. Ama MHP ve CHP liderleri, AK Parti’yi HDP’li vekillerle baş başa kalacakları bir hükümete mahkûm bırakmaya çalışıyor. Bu zorunlu birlikteliği seçimde kullanacaklar. CHP ve MHP’li sözcüler meydanlara çıkıp, “Ey millet! Bu AK Parti askerimize, polisimize kurşun sıkan PKK’lıların siyasi uzantısı ile ortak hükümet kurdu. Verin bunlara dersini” diyecekler. Hiçbir MHP’li sözcü “Ey millet! Biz her şeye ‘hayır’ dediğimiz için Türkiye tekrar seçime gitmek zorunda kaldı. Türkiye’yi seçime götürebilecek bir azınlık hükümetine de destek vermediğimiz için AK Parti, Anayasa gereği HDP’ye mahkûm oldu. Bunun sorumlusu biziz” demeyecektir. Ama her şey milletin gözünün önünde cereyan ediyor. Millet olup biteni görüyor, bu kandırmacalara itibar etmez. Kim ne derse desin Sayın Bahçeli’nin inadı olmasaydı; Türkiye bugün AK Parti-MHP koalisyon hükümeti ile yönetiliyor olacaktı.