Emniyet FETÖ'den temizlendi
sıra TSK ve diğer kurumlarda
"Güvenlik kaynaklarından edindiğim bilgiye göre, Emniyet içindeki 4
bin polis imamı tespit edildi ve teşkilattaki FETÖ'cüler tamamen
temizlendi. TSK'da ise hücre tipi çalıştıkları için süreç güçlükle
ilerliyor."
"Büyükada'daki baskın, polise gelen bir ihbar üzerine yapıldı.
Güvenlik kaynaklarına göre, toplantı salonunda tercümanın ve gizli
tanığın ifadeleri her şeyi açık bir şekilde ortaya koymaya
yetiyor."
"ByLock kullanıcılarının tüm verilerine ulaşıldı. Gerçek
kullanıcılarla ilgili süreç savcılıklar ve mahkemelerce
yürütülüyor."
Nuri Elibol
15 Temmuz hain darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının
ardından medya ve akademi çevrelerinde yaptığımız tüm analizler ve
yorumlar büyük ölçüde ‘o gece’ yaşananlarla sınırlı kaldı. O gece
yaşananlar artık bağımsız Türk mahkemelerinin kontrolünde. Kuşkusuz
iktidarı ele geçirmeye çalışan FETÖ’nün, AK Parti hükûmeti
döneminde yaptıkları mutlaka iyi analiz edilmeli.
Cumhurbaşkanımızın önderliğinde devlet, halk ve özel sektörün
katkıları ile başlatılan 15 Temmuz özel anma çalışmalarını yakından
takip ettim. Gazete olarak biz de çok anlamlı bir çalışma
gerçekleştirdik. Darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçmiş
olmasına rağmen bazı soruların cevapları kafamızda şimdilerde daha
net bir şekilde oturmaya başladı. Geride bıraktığımız hafta aklımda
kalan diğer sorulara cevap aramak üzere Ankara’da güvenlik, askerî
ve diplomasi bürokrasisinin kapılarını bir bir çaldım. Edindiğim
bilgileri ve izlenimleri bu köşede siz değerli okuyucularımla
paylaşmak isterim. Zira paylaşacağım veriler, AK Parti iktidarının
yakın geçmişinde olup bitenlere ve eğer gerçekleşmiş olsaydı, 15
Temmuz darbe girişiminin dönüşeceği işgal sürecine ışık
tutuyor.
Öncelikle 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası güvenlik
bürokrasimizin tüm kilit kadroları hainlerin deşifre olması ve bu
hainlerden kurtulmanın rahatlığı ile daha bir özgüvenle hareket
ediyorlar. Bürokratlarımızın olayları okuma süreçleri de bu anlamda
daha objektif bir hâl almış durumda.