Ankara'da son durum şöyle:
Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz gecesi, öncesi ve sonrası ile ilgili net
fotoğrafı çekti. Stratejik bir karar verdi. Bilhassa devletin
kritik kurumları ve bu kurumların başındaki belli başlı isimler
için filmi, 15 Temmuz sabahına kadar sardı.
Bu teşhisi, 15 Temmuz'u, 16 Temmuz'a bağlayan gecenin karanlık
noktalarının bütünüyle aydınlanması olarak görmek acelecilik olur.
Ama süreci, darbe girişimi gecesini içine alacak şekilde bir çizgi
çekilmesi ve o çizgiye göre devletin yeniden yapılandırılması
olarak okumak mümkün. Yani... Gri alanlara ilişkin teyakkuzun devam
ettiği ancak dere geçerken at değiştirmenin doğru olmadığı,
güvenlik, istihbarat ve yargı başta olmak üzere bürokrasinin
yeniden inşa edildiği özellikli bir dönemi yaşıyoruz.
***
Bir başka konu...
AB başta olmak üzere Batı blokunun 15 Temmuz darbe girişimine
bakışı! Daha doğrusu, ikircikli tutumu. Batının üzerine bina
edildiği demokratik değerlerin tank paletleri ile ezilmesine, bu
değerlerin bombalanmasına karşı topyekün duruş sergilememesi.
Örneğin, DEAŞ saldırıları sonrası Paris'teki liderler yürüyüşündeki
gibi bir tablonun oluşmaması. Aksine, insan hakları ihlali başlığı
altında, sürece farklı bir boyuttan müdahale edilmesi!
Eldeki veriler, AB-ABD ekseninin Türkiye'ye yaklaşımının, Tayyip
Erdoğan'ı diz çöktürme hedefi ile şekillendiğini teyit ediyor.
Dışarının bu oyunu karşısında Erdoğan'ın, tüm Türkiye'yi ortak
paydada, aynı meydanda buluşturma başarısı ise o cephenin tüm
hesaplarını alt üst ediyor.