ABD'deki başkan değişimi, Obama döneminde Suriye
politikasında açığa düşürülen ve kendi kaderini tayin etmek zorunda
kalan Türkiye için başlangıçta bir umuttu. Ama beklenen olmadı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Başkan
Trump'la yaptığı görüşmeden "Rakka Operasyonu"
için mutabakat çıkmadı. Yeni ABD yönetimi de Obama çizgisini
izleyerek terör örgütü YPG'yi silahlandırmayı benimsedi.
Peki neden?
Obama'nın başarısız olan ikinci döneminden itibaren ABD,
Ortadoğu'ya asker göndermek yerine kendisi adına çatışma alanlarına
girecek gönüllüler aramayı tercih etti. O tercih ABD'lileri,
müttefiklerinden ziyade, devlet altı örgütlerle işbirliğine
yöneltti. Obama'nın, ABD askerini ileriye sürmediği sözde Suriye
politikası, Başkan Trump'ın dış işlerden ziyade enerjisini iç
işlerine çevirme yaklaşımıyla da örtüştü. Trump'ın, ABD'yi kendi
içinde yeniden inşa etme önceliği, küresel stratejik liderliğini
ikinci planda bırakma noktasına vardı. Bu da bölgesel ve küresel
tabloyu iyice kaotik hale soktu. Uluslararası ilişkilerin bundan
sonraki çizgisi, uzun dönemli ortaklık yolunda ilerlemeyecek. Milli
çıkarları gereği bir sorunun çözümünde diğeri ile yakınlaşan ülke,
bir başka sorunda masanın karşı tarafında oturabilecek. Bu
gerçeklik, tek merkezli dış politika yerine çok merkezli, süreli,
sonuç odaklı politika seçeneklerini gündeme getirecek.